Shih-pi Kagan Devri (609-619)


VI- DOĞU GÖK-TÜRK DEVLETİ'NİN KUVVETLENMESİ

1- Shih-pi Kagan Devri (609-619)

609 yılının yaz aylarında hastalanan Ch'i-min, daha sonra öldü.
Onun ölümüne Çin imparatoru çok üzülmüş
ve üç gün yas ilan etmişti.
Yerine oğlu Tou-chi tahta geçerek,
Shik-pi Kagan unvanını aldı.
Gök-Türk geleneklerine uygun olarak
dul kalan üvey annesi İ-ch'eng prenses ile evlendi
ve bunu Çin imparatoruna bildirerek,
ilk dış siyasi temasını yaptı [353a].

608 yılında Doğu Gök-Türk kaganı Ch'i-min'in
kendisine bağlılığına iyice inanan imparator Yang
dikkatini batıya çevirmişti.
Kuzeyde Doğu Gök-Türk devletinin kendisine bağlanması
bir anlamda bu taraftan gelebilecek tehlikeleri
ortadan kaldırmıştı.
Artık zengin batı ülkeleri
Sui imparatorunun tek hedefi idi.
İşte bu sebepten dolayı 609 yılında Ch'i-min ölüp
yerine Shih-pi'nin geçmesinden sonra
kaynaklarımızda malumat birden bire azalmaktadır.
615 yılına kadar bu durum böyle devam etmekte ise de
yine de 613 yılından sonra
kısa bilgilere tesadüf etmekteyiz.

613 yılında Ling-wu bölgesinde
Sui imparatoruna karşı isyan eden Pai Yü-suo,
önce yağmalar yaptı.
Bir sürü at ele geçirip kuzeyde Gök-Türklerle temasa geçti.
Arkasından Lung-you bölgesine tecavüz etti [353b].
Sui imparatorluğunda daisyanlar başlamıştı.
615 yılının martında Wei Tao-er ve Wang Hsü-pa'nın,
her biri yüzer bin insan ile isyan edip,
Shih-pi Kagan'la münasebet kurdular.
Daha sonra Yen ve Shao eyaletlerine saldırdılar [354].

615 yılının ekim ayında imparator Yang,
kuzey sınırları teftişe çıkmıştı.
Bu sırada P'ei Chü, Doğu Gök-Türk kaganı Shih-pi'nin
kuvvetinin hızla arttığını ileri sürerek,
bir plan hazırlayıp, imparatoruna sundu.
Bu plana göre Shih-pi Kagan'ın kardeşi Ch'i-chi Şad,
bir Çin prensesiyle evlendirilecek ve
''güney tarafının kaganı (Nan-mien K'o-han)'' ilan edilecekti.
Fakat, kendisine yapılan bu teklifi
Ch'i-chi Şad kabul etmedi.
Bu plandan haberdar olan Shih-pi Kagan çok sinirlendi.
Bu arada Shih-pi Kagan'ın Soğd asıllı vezirlerinden
Shih-shu-hu-hsi, çok iyi planlar yaparak
kagan üzerinde etkili oluyordu.
Bu özelliğinden dolayı Shih-pi tarafından seviliyordu
ve yüksek bir makama getirilmiş;
sonuçta çok beğenilen bir kişi olmuştu.
P'ei Chü, ona Ma-i'de karşılıklı ticaret yapmayı,
pazar kurmayı teklif etti.
Soğd asıllı bu şahsa ticaret yapmak fikri cazip geldi.
Ma-i şehri yakınına ticaret yapmak maksadıyla ulaştığında
P'ei Chü tarafından öldürtüldü.
Sonra Shih-pi Kagan'a elçi göndererek
''Shih-shu-hu-hsi'nin aslında Shih-pi'ye karşı
isyan ettiği için öldürüldüğünü'' bildirdi.
Ancak, Shih-pi gerçeği öğrenmişti [355].
Bu sebeple Çin ile olan ilişkilerini kesti.
Birkaç yüz bin süvariyle savaşa hazırlandı.
O sırada kuzey eyaletlerinde teftişe çıkmış olan
Çin imparatoruna saldıracaktı.
Fakat, İ-ch'eng prenses acele elçi göndererek
durumu bbildirdi.
bunun üzerine hızla geri dönen imparator,
Yen-men kalesine sığındı.

Çin topraklarına hızla dalan Shih-pi,
Yen-men'da imparator Yang'ı kuşattı.
Askerlerden başka kalenin içinde
yüz elli sivil insan vardı.
Yiyecek stokları ancak yirmi gün dayanabilirdi.
Ayrıca Yen-men'da bulunan kalenin
kırk bir burcunun otuz dokuzu Gök-Türklerin eline geçti.
Hemen kaleye hücuma geçen Gök-Türklerin attığı oklar
imparatorun bulunduğu yere ulaşıyordu.
Çpk korkan imparator,
Chao prensi Kao'ya sarılarak ağlamaya başladı.
Kaynakların ifadesine göre ağlamaktan gözleri şişmişti.

Çinli devlet adamları bu durumdan kurtulmak için
çeşitli tavsiyelerde bulundular.
Sol muhafızları büyük generali Yü Wen-shu kuşatmayı yarıp
çıkmayı teklif etti [356].
Sonra Su Wei kalede kalıp savunmanın
daha doğru olacağını söyledi [357].
Fan Tsu-k'ai, Liao' (Kore'nin kuzey batısı) dan
yardım istemenin gerektiğini ileri sürdü [358].
Hsiao Yü ise Gök-Türklerin geleneğinde hatunların
ordunun stratejilerini bildiğini,
İ-ch'eng'ın imparatorluk ailesi kızı olduğunu,
dolayısıyla Çin'in yardımına koşması gerektiğini,
elçi gönderilip temasa geçildiğinde
mutlaka yardım edeceğini,
faydası olmazsa, bile hiçbir zararı olmayacağını,
diğer taraftan Kore'lilerin,
Gök-Türklere saldırtılmasını tavsiye etti.

Bu arada Sui imparatorluğu topraklarında bulunan
bütün diğer askeri kumandanlara
yardıma gelmeleri için çağrı yapıldı.
Neticede İmparator,
İ-ch'eng prensese yardım etmesi için acele adam gönderdi.
Elçi ulaşıp durumu bildirir bildirmez,
Çin asıllı adı geçen hatun harekete geçti.
Acele Shih-pi'ye adam göndererek
devletin kuzey taraflarında problem olduğunu
(isyan çıktığını) söyledi.
Bunun üzerine kasım ayında kuşatmayı kaldıran Shih-pi
ülkesine geri döndü.
Onun arkasından keşfe çıkan memurlar dağların vadilerin
boş olduğunu gördüler.
İmparator ancak bu şekilde kurtuldu.
Arkalaraından iki bin süvari takibe gönderilmiş,
Gök-Türklerden arta kalan yaşlı ve zayıf
iki bin insan ele geçirilmişti [359].

Kısa zamanda eski dinamik gücüne kavuşan
Doğu Gök-Türk devleti,
Shih-pi Kagan liderliğinde her fırsattan istifade ederek
Sui imparatorluğuna saldırıyordu.
616 yılının sonunda da büyük bir akın yapıldı.
Daha sonra T'ang hanedanının kuruccusu olacak Li Yüan,
askerlerinin en iyilerinden iki bin kişi seçerek,
onları Gök-Türkler gibi besledi.
Onlar gibi oturup kalkmayı öğretti.
Bunlar az sayıda Gök-Türk askerleriyle karşılaştıklarında
bir iki ufak başarı kazandılar.
Akın şeklinde gelişen Gök-Türk askeri harekatı
daha sonra geri dönmeleriyle son buldu [360].

Babası Ch'i-min'e hiç benzemeyen Shih-pi Kagan,
idare ettiği Doğu Gök-Türk devletini
eski gücüne kavuşturmuştu.
Bunu Çin imparatoruna yaptığı kuşatmayı kaldırdığı
615 yılı sonundan itibaren Sui hanedanına karşı sürekli
bir baskı kurması gayet açık şekilde göstermektedir [361].
Yen-men kalesindeki kuşatılma
Sui hanedanına çok ağır darbe indirmişti.
Bu darbenin derinliğini müşahade ettiren husus
merkezi otoritenin birden bire zayıflamasıdır.
Eyaletlerdeki Çinli prensler, valiler,
dükler birer birer isyana kalkıştı.
Bunların içinde en önemlisi
T'ang dükü Li Yüan'in isyanıdır.
Bu şahıs isyana başlamadan önce
iki bin kişilik mükemmel ok atan ve ata binen
bir birlik oluşturmuş;
sonra bunları Gök-Türkler gibi besleyerek,
onlar gibi suları otlakları takip ederek,
oturup, kalkma, avcılık ve ata binme gibi
meziyetleri öğrettirmişti [362].
Neticede Gök-Türk askeri vasıflarını kazanan bu askerler
ileride ona parlak zaferler elde etmesinde
yardımcı olacaktır.
Hatta 616 yılında Çin'e karşı gelen
sayısız Gök-Türk alanlarından bazı küçük olanları
bu birlik tarafından durdurulmuştu [363].

Shih-pi'nin kumandasında Gök-Türk ordularının
Sui imparatorluğu sınırlarını geçip
çok sayıda akın yapması,
bu hanedanın çatırdamasına yol açmıştı.
Asi Çin'li kumandanlar birer birer isyan ediyorlar
ve SHih-pi ile temasa geçiyorlardı.
Çin imparatorlarının Gök-Türkleri bölmek için
uyguladıkları entrika siyaseti gibi
Shih-pi de asi Çinli devlet adamlarına destek veriyordu.
Fakat, o açıkça destek veriyor,
herhangi bir entrika siyaseti gütmüyordu.
Söz konusu asi Çinlilerin başını Liang Shih-tou çekti.
Otuz kırk kişi ile bağlı olduğu yardımcı valiyi öldüren
bu şahıs kendini vali ilan edip,
Gök-Türklerle temasa geçti.
Shih-pi Kagan ona kurt başlı sancak sunup,
Tardu Bilge Kagan [364] unvanını verdi.
Daha sonra Liang Shih-tou,
Gök-Türk askerleriyle beraber
Sarı Nehrin güneyinde oturmaya başladı
ve Yen-ch'-üan eyaletine saldırılar yaptı [365].
İki bin süvariyle Liang Shih-tou'ya bağlanan
Çinli kumandanlardan Kuo Tse-ho'ya
Wu-li Şad unvanı Gök-Türkler tarafından verildi [366].

Diğer asi Liu Wu-chou da elçi gönderip,
Shih-pi'ye itaat ederekGök-Türk desteği aldı.
Gök-Türk askerleriyle Chih Pien'i yenip,
öldüren bu Çinli,
diğer Sui kumandanı Hsiao İ'yi Yen-men'a kaçırtmıştı.
Neticede Yen-men'ı da ele geçiren Liu Wu-chou,
sonra Lu-kung vilayetine sürpriz bir saldırı yaptı.
Sui imparatorlarının kuzey sarayı olan Feng-yang'a girdi.
Ele geçirdiği bütün saray halkını
Gök-Türklere teslim eden Liu Wu-chou'ya
Shih-pi karşılık olarak at bağışladı.
Arkasından Ma-i bölgesine dönmeden önce
Ting-hsiang gibi önemli bir mevkiyi daha işgal eden
Liu Wu-chou'ya kurt başlı sancakla birlikte
Ting-yang Kagan unvanını sundu [367].

Ma-i şehrine hücum edecek olan Gök-Türk ordusuna,
T'ang hanedanının kurucusu Li Yüan karşı koymak istedi.
Ancak onun vazifelendirdiği
Kao Chün-ya ile Wang Jen-kung
çarpışmalarda muvaffak olamadılar [368].
Aynı yıl Chin-yang, Gök-Türkler tarafından işgal edildi.
Şehrin kuzey kapısından girip,
güney kapısından çıktılar.
Bu sırada Li Yüan,
kalenin bütün kapıların açtırmıştı.
Gök-Türkler kaleye girmeden geri döndüler.
Bu arada başarısız olan Wei ve Chün-ya
başları kesilmek suretiyle cezalandırıldılar [369].
Daha sonra Li Yüan tarafından
Wang K'ang-ta kumandasında
Gök-Türklerin üzerine gönderilen ordu da mağlup oldu;
askerlerinin hepsi öldürüldü.
Bu yenilgi üzerine Chin-yang kalesinde bulunan
T'ang ihtilal ordusunu korku kapladı.
Muharebe yoluyla kaleden çıkamayacaklarını anlayan
Li Yüan, gece bir kısım askerini kalenin dışına çıkarıp,
yardım ordusu geliyormuş gibi yaptılar.
Şüpheye kapılan Gök-Türk ordusu şehrin dışında
iki gün daha kalıp yağma yaparak geri gitti [370].
Böylece bu büyük tehlikeden
T'ang hanedanının kurucuları kurtulmuş oldular.
Eğer kurtulmamış olsalar,
Çin tarihinin en parlak devleti
T'ang hanedanı belki de tesis edilemezdi.

Sui hanedanı yıkılmak üzere iken
yukarıda da söylediğimiz gibi
Çin'in her tarafında isyanlar çıkmıştı.
Bunların içinde T'ang hanedanının kurucusu olarak Li Yüan,
Gök-Türklerden destek alan rakiplerine karşı
fazla bir askeri güce sahip değildi.
yardımcılarından Liu Wen-ching,
ona kendilerinin de Gök-Türklerden
askeri destek istemelerini tavsiye etti.
Bunu kabul eden Li Yüan,
kendi eliyle birçok hediyeler hazırlayıp,
Shih-pi Kagan'a gönderdi.
Liu Wen-ching ile kagana ulaştırılan
bu hediyelerin yanında ona ayrıca
''büyük bir ihtilal (gönüllü) ordusu
harekete geçirmek istediğini,
uzaktan gelip tahttan indirilmeye
yardım ederlerse müttefik olacaklarını,
ancak güneyde onlara yardım ettikleri taktirde
ahaliyi yağma etmemelerini,
sert davranmalarını istediklerini,
eğer ittifak yapılırsa Gök-Türklerin önüne bir sürü
altın ve mücevherin serileceğini
ve bunlardan istediklerini seçeceklerini'' bildirdi.
Shih-pi karşılık olarak
''artık Sui hanedanının yıkıldığını,
T'ang düküne yardım etmelerinin
kendi menfaatlerine uygun olacağını'' söyledi [371].

Shih-pi'nin niyeti öğrenilir öğrenilmez,
derhal bir elçilik heyeti daha gönderildi.
Yedi gün gibi kısa bir zamanda gidip dönen
bu yeni elçi
Gök-Türklerden yardım geleceği haberini getirdi.
T'ang hanedanının kurucusuna bağlı kumandanlar
bu yardım haberine çok sevindiler.
Aslında Gök-Türk ordusunun tahribatından çekinen
imparator, bir türlü kabule cesaret edemiyordu.
Bu sırada P'ei Chi ve Liu Wen-ching,
''Tibetlilerin atlarının zayıf,
Gök-Türklerinkinin ise kuvvetli olduğunu,
askerleri olmazsa bile atlarının kaçırılmaması gerektiği,
aksi taktirde pişman olacaklarını'' söyleyerek,
ısrarla Gök-Türk yardımının gelmesini istediler.
Hakimiyetini tesis etmek için
Gök-Türk yardımı almanın şart olduğunu anlayan Li Yüan,
''kulaklarımızı onların yağmalarına kapayalım,
sonra sıkıştırıp icaplarına bakarız'' diyerek,
Gök-Türk yardımı almayı kabul etti [372].
Bunun üzerine sonbaharda
Gök-Türk yardımı K'ang-ch'iao-li Tegin
ve yanındakilere fevkalade bir selamlama töreni yaptırdı.
Gök-Türklerin gönderdiği atların
mükemmel olanlarını seçti.
Sonra Gök-Türk askerlerinin yarısını atlarla
beraber bulundukları Kuan mevkiinde bıraktı.
Çin askerleri Gök-Türk atlarına hayran kalmıştı.
Sahte para vererek Gök-Türk askerlerini kandırmayı
ve atları ele geçirmek istiyorlardı.
Fakat, Li Yüan ''Gök-Türklerin kendilerine
güzel atlar verdiklerini,
kandırıldıklarını anladıkları zaman
gelip Çin'e saldıracaklarını ve durdurulamazacaklarını''
anlatarak vazgeçirdi.
Arkasından kendilerini fakir olarak gösterip,
borç almalarını tavsiye etti.
Bundan sonra K'ang-ch'iao-li Tegin kuzeye döndü.
Ancak, T'ang hanedanının daha çok yardıma ihtiyacı vardı.
Liu wen-ching tekrar yardım istemek için
Shih-pi Kagan'a gönderildi.
Bu elçi yola çıkmadan önce yeni imparator,
onunla özel görüşme yaparak,
''Gök-Türkler atlarını otlatırken
hububat tarlalarına zarar vermiyorlar,
ancak, ahali onlardan çok korkuzor ve etkileniyor,
benim endişem ise Liu Wu-chou ile birlikte
Ç'ine saldırmalarıdır.
Onun için yardım
askerlerinin sayısı birkaç yüz fazla olmasın'' dedi.

Eylül ayında Gök-Türk merkezine varan elçi
Shih-pi Kagan'dan asker isteyip, onunla ittifak yaptı.
Buna göre Gök-Türk askerleri
Ch'ang-an'a girecekler,
karşılığında Gök-Türk devletine altın,
yeşim taşı ve en iyi cins ipekten mamül kumaş sunulacaktı.
Bu anlaşmadan memnun olan Shih-pi Kagan
büyük veziri Chi-shih Te-gin'i T'ang hanedanının
ihtilal ordusuna yardımcı olmak üzere gönderdi.
Ayrıca kuzey bölgelerini
T'ang hanedanı adına koruyacağını bildirdi [374].
Yine K'ang-ch'iao-li Tegin ile beş yüz asker
ve iki bin baş at sundu.

T'ang imparatorluğunun kuruluşunun sağlanmış [375]
olmasına rağmen 618 yılında da Gök-Türklere bağlanan
Çinli devlet adamları oldu.
Chang Ch'ang-hsün unvanlı Wu-yüan bölgesi vali yardımcısı
Shih-pi Kagan'ın hakimiyetini tanıdı
ve kendisine Ko-li Tegin unvanı verildi [376].
Diğer T'ang muhaliflerinden Chao Yüan,
öteki asiler Hsie Chü ile Liang Shih-tou'yu
başkent Ch'ang-an'a saldırmaya ikna etmişti [377].
Fakat, bu yeni ittifak hücumuna cesaret edemiyor
ve Gök-Türk yardımı istiyordu.
Bunun için Ch'i-min'in oğlu Shih-pi Kagan'ın kardeşi olup,
devletin doğusunu idare eden Bagatur Şad'
(To-pi Şad)la [378] temasa geçildi.
Bagatur Şad bu teklifi kabul etti ise de
T'ang imparatoru memurlarından Yü Wen-hsien'i gönderip,
hediye ve benzeri şeyler sunarak,
saldırı niyetinden vazgeçirdi.
Üstelik bu şad,
Chang Ch'ang-hsün'ün Çin'e gönderilmesini
ve Wu-yüan bölgesinin
T'ang hanedanına bağlanmasını kabul etmişti [379].
Bunun akabinde T'ang imparatorunun
Wu-yüan Shih-tou'nun adı geçen Şad'la arasını bozdu [380].

Gök-Türklerin kuvvetten düştüğü devrede,
onlara itaatten vazgeçip Çin'e bağlanan Ch'i-tan,
Shih-wei, Kao-ch'ang, T'u-yü-hun gibi
Çinli olmayan bütün yabancılar
Shih-pi Kagan'a bağlandılar.
Bunların katılmasıyla Shih-pi Kagan'ın
bir milyondan fazla yay çeken askeri olmuştu [381].
Gök-Türk yardımı sayesinde
imparatorluğunu tesis eden T'ang hanedanıyla
Shih-pi Kagan arasında iyi münasebet vardı.
Bu münasebet daha çok Doğu Gök-Türk devletinin
üstünlüğü şeklinde tezahür ediyordu [382].
Gök-Türk elçilerine
Çin sarayında aşırı hürmet gösteriliyor
ve şereflerine eğlenceler tertip ediliyordu.
618 yazının başında Shih-pi Kagan
oğlu Kutlug Tegin'i Çin başkentine gönderdiğinde
onun şerefine Ta-ch'i sarayında bir ziyafet verildi.
Bu esnada dokuz bölümden (makam) ibaret olan
müzik çalınmıştı.
Arkasından Gök-Türk heyetinde bulunanların
rütbelerine göre
işlenmiş ipekli kumaşlardan verildi [383].
Bu devirde Ch'ang-an'a gelen
Gök-Türk elçileri Çinlilere karşı gayet gururlu
davrandığı halde Çin imparatoru
bunlara karşı hiçbir şey yapmıyordu [384].
Aksine imparator Kao-tsu,
Shih-pi ile iyi geçinme politikasını takibe
gayret sarfediyordu.
Shih-pi'nin elçisine mukabil olarak
yüksek memurlardan Li Ch'en ile Cheng Yüan-shou'yu
Gök-Türk merkezine gönderdi.
Oraya vardıklarında Shih-pi
onlara meşhur atlardan birkaç yüz baş sundu [385].
Elçilik heyetine şarkıcı kadınlar da dahil edilmişti.
Burada evlilik ittifakının kurulması yolunda
anlaşmaya varıldı.
Shih-pi çok memnun kaldı ve Kutlug Tegin'i
tekrar elçi olarak gönderdi.
Ekim ayında Kudug Tegin'in şerefine
yine eğlence tertip edilip,
imparatorun yatağına kadar götürülmek suretiyle
özel iltifat yapıldı.
Burada da dokuz kısımlık müzik parçası çalındı [386].

Doğu Gök-Türk devletini çok kısa bir zamanda
eski gücünden fazlasına kavuşturan Shih-pi Kagan,
Çin'e karşı 619 yılının şubat ayında da
bir büyük hücum başlattı.

Sarı Nehri
hiçbir mukavemetle karşılaşmadan geçtikten sonra
Hsia eyaletine geldi.
Burada T'ang imparatorluğu muhalif Liang Shih-tou da
kendi kuvvetleriyle Shih-pi'nin ordusuna katıldı.
Diğer muhaliflerden Liu Wu-chou da
bu harekata katılmış
ve beş yüz süvari yardım almıştı [387].
Chü-chu ile T'ai-yüan arasına
büyük bir akın yapılacak iken Shih-pi Kagan öldü [388].

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 78-84, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl