Çıktıkları Yer Mes'elesi ve Asıl Yurtları

I. KISIM

I - GÖK-TÜRKLERİN MENŞEİ MES'ELESİ

1- Çıktıkları Yer Mes'elesi ve Asıl Yurtları

Gök-Türklerin menşeini anlatan kaynakların hepsi
efsanelerle karışık bilgilerle başlamaktadır [1].
Bu durum araştırıcıların işini daima zorlaştırdığı gibi
daha farklı görüşlerin ortaya atılmasına da sebep olmuştur.
Genellikle araştırıcılar kendilerinin üzerinde çalıştıkları vesikalara göre
neticelere varmışlardır.
Aslında Gök-Türklerin menşei ile ilgili bütün kaynak metinleri
göz önüne alınsa bile kesin neticeye ulaşmak zordur.
Metinlerdeki bilgilerin tam olarak değerlendirilmesi,
yer isimlerinin tespiti tarihlemelerinin yapılabilmesi neticesinde kesin bir fikre
ulaşmak yine de mümkün değildir.
Gök-Türklerin menşei konusunda ortaya çıkan en belirgin ve isabetli sonuç [2]
542 yılına kadar Altay dağlarının güney eteklerinde yaşıyor olmaları,
bütün Çin kaynaklarının ittifakla bildirdiği üzere Hunlardan gelmeleri
ve onların kuzeyinde bulunmuş olmalarıdır.

Her ne kadar rivayetler ve efsaneler bir takım bilgileri naklediyorlarsa da
menşeile ilgili bütün vesikaların iyice tetkik edilmesi gerekmektedir.
Bundan dolayı bütün metinlerin tercümesi yapılarak bilgilerin belirli bir şekilde
tasnif edilmesi daha uygun düşmektedir.

Gök-Türklerin menşei hakkındaki kaynaklara topluca baktığımızda göze çarpan
ilk büyük özellik Hunların soyundan geldiklerine dair ifadelerdir [3].
Dolayısıyla Gök-Türklerin Hunlardan inmeleri hakkında hiçbir şüphe yoktur.
Hunlara bağlanma konusunda iki ayrı kayıt bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi ''Hunların başka bir soyu (kolu,kabilesi)'' [4] ifadesidir.
Bundan daha çok Gök-Türklerin Hunlara bağlı oldukları sonucu ortaya çıkmaktadır.
İkinci kayıt üç ayrı ifade:
''Hunların kuzey boyu, Hunların kuzey bölgesinde oturma,
Suo ülkesi ki, bu bölge Hunların kuzeyinde bulunuyordu'' şeklinde bildirilmektedir [5].

Batı Denizinin [6] sağında yani batısında veya yukarısında, kuzeyinde otururlardı [7].
''Batı Denizinin kuzeyi, batı tarafları ile Altay Dağlarının güneyinde yaşarlardı''
şeklinde kaynakların hemen hepsinin büyük bir önemle işaret ederek verdikleri bölge
genel olarak bakıldığında merkezi oluşturmaktadır.
Daha sonraları bahsedilecek olan Ötüken'in beş yüz li (267 km) batısındaki yer
ruhlarına kurban sunulan yer [8] ile de tamamen uyuşmaktadır.
Diğer taraftan arkeolojik araştırmalarda ele geçen malzemeler
Altay Dağlarının güney eteklerinin M.S. 450'li yıllardan itibaren Gök-Türklere
yurt vazifesini yaptığını teyid etmektedir [9].

Netice olarak kaynaklardan açık bir şekilde anlaşıldığı üzere Gök-Türkler,
Hunların bir kolu idi.
Önce kuzeyde bulunuyorlardı ise de,
sonradan Altay Dağlarının güney eteklerine yerleştiler.
Onların yerleştiği bu bölgeyi Turfan'ın kuzeyi
ve Etsin Göl bataklıklarının batısı ile sınırlayabiliriz.
Gök-Türklerin menşei meselesinde
Altay dağlarının güney eteklerini merkez olarak kabul ettikten sonra,
efsanevi bilgilere geçmeden önce Suo ülkesi tabirini biraz açarsak;
CS'dan itibaren PS, SS, TT,
TFYK ve WHTK gibi kaynakların ifadesine göre
Suo ülkesi Hunların kuzeyinde idi.[10],
B. Ögel, Tabgaçların ataları olan
So-t'ou kabilesiyle ilgisi olduğunu söylerken [10],
Liu Mao-tsai, Moğol Hsien-pi kabilesiyle bağlantısı olduğunu ileri sürmüştür [11].
Bize göre tamamen Hunların kuzeyi olarak gösterilen bölgenin Altay dağlarının kuzeyi,
Yenisey nehrinin kaynaklarının bulunduğu geniş havzanın olması gerekmektedir.
Bu konu ile ilgili efsanede belirtildiği gibi fazla soğuk olması, Abakan,
Tuva, Yenisey gibi nehirlerden bahsedilmesi fikrimizi kuvvetlendirmektedir.
Hunların oldukça doğusunda bulunan Moğol Hsien-piler
ve Çin'deki Tabgaçlarla bağlantısı olamayacağı açıktır.
Zaten kelimelerin Çince yazılışı tamamen farklıdır.

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 11-12, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl