Işbara'nın Çin'den Askeri Yardım Alması

e- Işbara'nın Çin'den Askeri Yardım Alması

Askeri gücü zayıflayan ve siyasi yönden Sui imparatorluğunun tesirine giren Işbara,
artık muhaliflerine karşı duramıyordu.
585 yılının eylül ayında Tardu'nun hücumlarına maruz kalarak sıkıştı.
Doğudaki Moğol Ch'i-tanlar da devletin karışık durumunu fırsat bilerek
itaatten vazgeçmişler ve tehlike oluşturmaya başlamışlardı.
Bu durumdan kurtulmak için Çin'e elçi göndererek,
kendisine bağlı boylarla Gobi Çölü'nün güneyine geçip,
Pai-tao mıntıkasında bir süre geçici yerleşmek istediğini bildirdi [256].

Sui imparatoru Wen, onun bu isteğini kabul ettiği gibi Chin bölgesi prensi
Ku-ang'a askerleriyle Işbara'ya yardım etmesini emretti.
Bu prens, Işbara'ya refakat edecek ve elbise, araba ve hizmetçi sunacaktı.
Gerekli yardımları alan Işbara, batıya yöneldi.
A-po'ya saldırıp onu bozguna uğrattıktan sonra karısını ele geçirdi [257].
Bu mağlubiyete uğrayan A-po'nun elinde tuttuğu
kendi kendine A-po adını verdiği ülkesi boşaldı.
Çinli subaylar da bu savaşta Işbara lehine katkılarda bulunmuşlardı.
Neticede Işbara kaybettiği bütün yerlerin ve kuzeyin en ıssız bölgelerinin
tekrar hakimi oldu.

Eski gücüne tekrar kavuşan Işbara, bir mektupla Çin'e elçi göndererek,
yardımlarından dolayı teşekkür ettiğini, gökte iki güneş olmadığı,
yerde de iki hükümdar olmayacağını,
Büyük Sui imparatorunun gerçek imparator olduğunu,
kendisinin hiçbir zaman Çin'e karşı tehlike oluşturmayacağını,
ona hayranlık ve saygı duyduğunu ilelebet bağlı kalacağını bildirdi [259].
Arkasından oğlu Ku-ho-chen Tegin'i [260]
başkent Ch'ang-an'da ikamet etmek üzere gönderdi.
Ekim ayında bu tegin, Ch'ang-an'a vasıl oldu.
Sui imparatoru tesis edilen bu kadar iyi ilişkiye rağmen
Işbara'ya hala şüphe ile bakıyordu.
Bunu yayınladığı ''Her ne kadar Işbara ile barış akdedilmişse de,
şimdi vassal olarak kalması daha uygundur'' ifadesini ihtiva eden
bir fermanından anlıyoruz.
Bundan dolayı Çin imparatorunun fermanı sunulmuş olmasına rağmen
yine de diğer vassallara verilen özel unvandan tevcih edilmemiştir [261].

Işbara'nın oğlu K'u-ho-chen için iç-sarayda eğlence tertip edildi.
Bu eğlence sırasında imparatoriçeye dahi takdim edilip,
kendisine çok fazla hürmet edildi.
Bu durumdan çok memnun olan Işbara,
bundan sonra her yıl hediye göndermeyi hiç kesmedi [262].

Artık iyice Sui imparatorluğunun tesirine giren Işbara'ya Çinliler
586 yılının birinci ayında Gök-Türklere takvim (Çin saltanat devresi) sundular.
Bu siyasi alanda Çin'e bağlanmanın bir başka işareti idi [263].
586 yılında Ch'i-tanlar ile Gök-Türkler arasında meydana gelen savaşları önlemek için
Sui imparatoru elçiler göndererek, her iki tarafı azarlayıp çatışmalarını önledi.
586 yılında muhteviyatı açık olmayan Gök-Türk akınlarının
Çin sınırlarına uğradığı görülmektedir.
Buna göre bu yıldaki söz konusu Gök-Türk akınları
yüz elli bin süvariye kumanda eden Çinli Wei-chao prensi
Fan ve Tu Cheng tarafından önlenmiştir [264].

587 yılının mayıs ayında [265] oğlunu Çin'e elçi olarak gönderen Işbara,
Heng ile Tai eyaletleri arasında kalan bölgede avlanmak için izin istedi.
Bunu kabul eden Çin imparatoru elçiyle içki ve yiyecek yolladı.
Işbara, Sui imparatorunun gönderdiklerini
büyük bir saygıyla kabul ettikten sonra ava çıktı.
Bir günde kendi eliyle on sekiz geyik öldürmüştü.
Bunların bir kısmını İmparator Wen'a sundu [266].
Son birkaç senedir bu topraklara akın yapılmamış,
Çinlilerin avcılığı sevmemeleri yüzünden buradaki av hayvanı sayısında artış olmuştur.
Diğer taraftan Gök-Türklerin ve öteki Orta Asyalı kavimlerin
nişancılıkta mükemmellikleri zaten biliniyordu.
Bundan dolayı bir günde on sekiz geyik öldürdü,
ifadesi mübalağalı kabul edilmemeledir.

Av bittikten sonra Tsu-ho garnizonuna varan Işbara, ateşlenerek hastalandı.
Bir aydan fazla hasta yattıktan sonra öldü.
Onun ölümünden dolayı üç gün yas ilan eden Çin imparatorunun
çok üzüldüğü anlaşılıyor.
Bu matem sebebiyle Çin sarayında bütün işler üç gün durdurulmuştu.
T'ai-ch'ang unvanlı cenazeleri idare eden Çinli de Gök-Türklere gönderilmiş,
beş bin top ipek sunulmuş,
onun defin merasiminde kurban kesilmiştir [267].

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 57-59, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl