Işbara'nın Seferleri

b- Işbara'nın Seferleri

Hızlı ve başarılı bir şekilde başlayan Çin entrikalarına rağmen,
Gök-Türk devleti, gücünü hemen kaybetmemişti.
Devletin içindeki muhalifler hala dışarıya karşı anlaşmazlıklarını belli etmiyorlardı.
Sui imparatorluğunun sınırlarına doğru büyük çapta başlayan askeri harekatta,
önce Çinli generallerden iki ufak çapta yapılan muharebeler neticesinde
Gök-Türk kuvvetleri mağlup edilmişti.
Büyük general Han Seng-shou, dördüncü ayda
Chi-t'ou dağında galibiyet elde ederken [203], diğer kumandan Li Ch'ung,
Ho-pei dağında Gök-Türk hücumlarını durdurdu [204].
Fakat, asıl Gök-Türk ordusu arkadan geliyordu.
Beşinci aydaki seferde Gök-Türk kuvvetleri Ping eyaletine girdi [205].
Bu sefere eski Ch'i devletinden kalma Çinli devlet adamı
Kao Pao-ning de iştirak etmişti.

Artık durmak bilmeyen Gök-Türk hücumları Çin sınırlarına doğru adeta boşaldı.
Beş kagan idaresinde dört yüz bin süvariden müştekkil Gök-Türk ordusu
hızla Sui hanedanı topraklarına daldı.
Devletin kaganı ve başkumandan Işbara idaresindeki orduya Tardu,
T'an-han, Ch'u-lo-hou ve A-po'nun kuvvetleri de katılmıştı [206].

Gök-Türk ordusu hiçbir kuvvetle karşılaşmadan Çin Seddini aştı.
Altıncı ayda Çinli kumandan Li Kuang,
Öa-i'de Gök-Türkler tarafından mağlubiyete uğratıldı.
Li Yen isimli kumandan Gök-Türk ordularına karşı koymak için yola çıktı ise de
onlarla karşılaşmadan geri döndü [207].
İleri harekata devam eden Gök-Türkler Lan eyaletine girdi [208].
Bunun akabinde Liang eyaletinin askeri valisi
Ho-lu Tsu-kan da bozgundan kurtulamadı [209].

Ülkesi her taraftan istilaya maruz kalan imparator Wen,
aslında bir dizi savunma tedbirleri almıştı. Lan eyaletine başkumandanı
Ch'i-li Ch'ang-ch'a'ya Lin-yü yolunun korunmasını emrederken
Li Ch'ung'u da mevzilenmek üzere You eyaletine gönderdi [210].
Ta-hsi Chang-ju ise Chou-p'an'da savunma vaziyetini almıştı [211].
582 yılının aralık ayında Sui hanedanı veliaht Yung da Hsien-yang'a
asker yığarak müdafaa hazırlıkları yaptı.
Ancak, bu orduların hiçbirisi Gök-Türk hücumlarını önleyemedi.
Mu-hsia ve Shih-men gibi iki mevkiden ilerleyerek Wu-wei,
T'ien -shui, A-ting, Chin-ch'eng, Shang-chün, Hun-hua e Yen-an'ı istila edip,
bütün evcil hayvanları ele geçirdi.
Arkasından büyük yağma yaptı. Bu mağlubiyetler esnasında çok üzülen
ve şaşkına dönen Sui imparatoru,
savaştan dağılmış ve bezmiş ordusunun moralini düzeltmek için
uzun bir ferman yayınladı [212].

Chou-p'an'da Gök-Türkleri durdurmakla vazifeli Ta-hsi Chang-ju'nun ordusu,
Işbara'nın yüz bin kişilik ordusunu görür görmez şaşkına dönmüş
ve büyük bir korkuya kapılmıştı [213].
Ona yardım etmekle vazifeli dük Yü Ch'ing-tse,
takviye kuvvet olarak onların yanına gitmeye çekindi [214].
Kaynağın ifadesine göre
o sıralarda havanın çok soğuk olması da Çin ordusunu etkilemişti,
Çinli kumandan Ta-hsi Chang-ju heyecanlı bir konuşma yaparak,
dehşete düşmüş ordusunu harekete geçirmek istedi ise muvaffak olamadı.
Yapılan Gök-Türk hücumu neticesinde Çin ordusu dağıldı.
Ancak Gök-Türklerin asıl niyeti Lung ve Ch'in eyaletlerinde yağma yapmak olduğu için
burada fazla durmadan gittiler [215].

Görüldüğü gibi Gök-Türkler Çin içlerindeki yedi büyük merkezi ele geçirmişlerdi.
Karşılarında duracak bir kuvvet kalmadığı
ve Işbara'nın daha da güneye ilerlemek istediği sırada Tardu ihanet etti.
Birden bire savaşmak istememiş ve kendi askerlerini alarak geri dönmüştü.
Bu arada Ch'ang Sun-sheng,
Ch'u-lo-hou'nun oğlu Jan-kan (Ch'i-min Kagan'ın ilk ismi)'a sahte bir şekilde
amcasına ''Töles boylarının isyan ettiklerini
ve onun otağına sürpriz bir baskın yapmak istediklerini'' söyletti.
Bunun üzerine büyük bir endişeye kapılan Işbara,
ordusunu toplayıp, Çin sınırlarından çıktı, ülkesine geri döndü [216].
Fakat, 582 yılının beşinci ayında başlayıp,
yıl sonuna kadar, hatta 583 yılının ikinci ayına kadar süren Işbara'nın bu seferine,
geri dönülmüş olmasına rağmen, nisan ayında küçük çapta devam edildi [217].
Bununla birlikte, bu akınlarda
sadece Sui imparatorluğunun kuzey sınırları tecavüze uğradı.
Ancak daha güneye inilmedi.

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 47-49, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl