Menşeile İlgili Efsanevi Rivayetler

2- Menşeile İlgili Efsanevi Rivayetler

Kaynak metinlerimizde karşımıza Gök-Türklerin menşei hakkında
iki efsane çıkmaktadır [12].
Birincisi kurttan türeme, ikincisi yukarıda bahsettiğimiz
Suo ülkesinden neşet etme hadisesidir.
Her ne kadar gerçek dışı olaylarla bezenmiş iseler de,
bilgilerin tetkiki için efsanelere göz atmak durumundayız.
Çünkü bunlarda geçen yer isimlerinden ve tarihi şahsiyetlerden bazı ip uçları
yakalama imkanı vardır.
Ayrıca daha sonra Orta Asya'nın ve zamanının dünyasının
en büyük devleti haline gelen Gök-Türk devletinde efsanelerde geçen kurt
(Böri ve A-shih-na) isimlerini taşıyan şahsiyetler olacaktır.
Böri ismini taşıyan teginler ve küçük kaganlar vardır.
A-shih-na isimli prenses bulunmaktadır.
Diğer taraftan kaganların muhafız kıtasında bulunanlar,
sadece A-shih-na ailesinden geliyordu ve bunlar kendilerine
''Börü (Çince Fu-li, bazen Pu-li)'' diyorlardı.
A-shih-na, bilindiği gibi aynı zamanda Gök-Türk hanedanının kabile adıdır.
Efsaneye göre A-shih-na kabilesi Etsin Göl bataklıklarının kuzey tarafında
bulunuyor iken komşu bir devletin [13] saldırısına uğradı.
Mağlup olan kabile tamamen yıkılıp yok oldu.
Sadece on yaşında bir erkek çocuk haricinde insanların hepsi öldürüldü.
Erkek çocuk küçük olduğu için askerler öldürmeye kıyamadılar,
ama kollarını ayaklarını kesip bir bataklığın içine attılar.
Bu esnada bir dişi kurt ortaya çıktı.
Çocuğu etle besleyip ölmesini önledi.
Hayatta kalan çocukla kurt münasebet kurdular, kurt hamile kaldı.
Bu sırada o komşu ülkenin hükümdarı,
çocuğun hayatta olduğunu duyunca, yeniden adam göndererek öldürtmek istedi.
Tam o vakitte kurt ruhlar tarafından haberdar edildi.
Gönderilen kişi çocuğun yanında kurdun olduğunu da görünce
ikisini beraber öldürmek istedi.
Fakat kurt ruhlar tarafından haberdar edildiği için harekete geçerek,
Turfan (Kao-ch'ang) ülkesinin kuzey batısındaki [14] dağa kaçtı.
Dağın yukarısında bir mağara vardı.
Mağaranın içine vardığında düz geniş ve bol otlu bir yer ile karşılaştı.
Dört tarafı dağlarla çevrili idi.
Kurt burada saklanarak on erkek çocuk doğurdu.
On erkek çocuk büyüyünce dışarıdan evlendiler.
Bundan sonra her birinin soyadı oldu.
İşte A-shih-na bunlardan biridir.
Oğul torun çok sayıda artarak birkaç yüz aileye ulaştılar.
Birkaç nesil geçtikten sonra beraberce mağaradan çıkıp,
Juan-juanlara vassal olarak, Altay Dağlarının güney eteklerinde
demir işleriyle uğraştılar.
Bu sırada başlarında A-hsien Şad bulunuyordu [15].
Altay Dağlarının şekli miğfere benzediği için miğfere de onların dilinde
T'u-chüe denildiğinden onların unvanı bundan sonra T'u-chüe oldu.

Diğer efsane ise yukarıda bahsettiğimiz Suo ülkesiyle başlamaktadır.
Gök-Türkler önce Hunların kuzeyindeki Suo ülkesinden çıktılar.
O boyun büyük insanlarına A-p'ang-pu denir; büyük-küçük on yedi kardeş idiler.
Onlardan birine İ-chih- ni-shih-tou derler ki; kurttan doğmadır.
A-p'ang-pu ve diğerlerinin karakterleri aptalca olduğundan onların ülkesi yıkıldı.
Ni-shih-tou'nun çok başka bir havası vardı.
Öyleki rüzgar ve yağmuru devlet hizmetine çağırabilirdi.
Yaz ruhunun ve kış ruhunun kızları olduğu söylenen iki kızla evlendi.
Bu kadınlardan birisi hamile kaldı ve dört erkek çocuk doğurdu.
Çocuklardan biri değişip beyaz ördek oldu [16].
Onun ülkesi A-fu [17] suyu ile Chien [18] suyu arasında bulunuyordu
ve unvanları Ch'i-ku (Kırgız) idi. Onlardan başka birinin ülkesi Ch'u-che (Yenisey)
Suyu kenarında idi.
Yine onlardan birisi Chien-ssu-ch'u-che-shih Dağında (Batı Sayan) [19] oturuyordu.
Bu büyük oğlunun adı idi. Dağın yukarılarında A-p'ang-pu neslinden olanlar yaşıyordu.
Burada çok kış olduğunda büyük oğul ateş çıkararak
onları besledi ve bu şekilde hepsine yardım etti.
Bu yardımından dolayı büyük oğula reislik sundular.
Unvanı da Na-tou-liu (lu) Şad idi.
Na-tou-liu'nun on karısı vardı.
Doğan çocukların hepsi kendi annelerinin kabile isimlerini aldılar.
A-shih-na, onun en küçük karısının oğludur.
Na-tou-liu öldüğü zaman on ana oğulları arasından birini reis seçmek istediler.
Bunun için büyük ağaçların bulunduğu bir yerde toplanıp,
ağaçlar tarafından en yükseğe zıplayacak olanın reis olarak seçilmesine karar verdiler,
ismi A-shih-na olan kadının oğlu gençti ve en yükseğe o atladı (zıpladı).
Neticede reislik ona verildi.
Unvanı A-hsien Şad olmuştu.
Ona T'u-men dediler. Boyu kalabalıklaştı [20].

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 13-14, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl