Mukan Kagan Devri (553-572)

IV - GÖK-TÜRK DEVLETİ'NİN YÜKSELİŞ DEVRİ

1- Mukan Kagan Devri (553-572)

Kara Kagan'ın hastalıktan ölmesi üzerine boşalan Gök-Türk tahtına
kardeşi Mukan geçti.
Aslında Kara Kagan ölmeden önce kendi oğlu She-t'u'nun yerine,
kardeşi Mukan'ın kagan olmasını vasiyet etmişti [65].
553 yılında vuku bulan söz konusu taht değişikliği
çok hızlı büyümekte olan Gök-Türk devletine aksi tesir yapmadı.
Bilakis daha yararlı oldu.
Mukan'ın şahsiyeti hakkında bütün Çin kaynaklarının müştereken verdiği zeki,
bilgili, taktikçi oluşu, askerini iyi kumanda edişi,
olağanüstü cesurluğu tahtta kaldığı yirmi yıl içinde kendini gösterecektir.

Mukan'ın, kagan olduktan sonra yaptığı ilk iş babası ve ağabeyinin hedefi olan
Juan-juanları ezmek politikasına devam etmek oldu.
Daha tahta çıktığının ilk yılında (553 sonları) [66] Juan-juan reisi A-na-kui'in arta kalan
şeflerine hücum etti.
Üçüncü defa ağır bozguna uğrayan Juan-juanlardan kurtulanlar kaçarak
Kuzey Ch'i devletine sığındılar [67].
Kuzey Ch'i imparatoru Wen Hsüan, mağlıp Juan-juanları kabul ettiği gibi,
Chin-yang'ın kuzeyinde onları takib eden Gök-Türk kuvvetlerini durdurdu.
Fakat, Kuzey Ch'i imparatoru, bu sefer kendisine sığınan Juan-juanları
yeniden teşkilatlandırdı.
Halihazırda reis olan K'u-t'i'yi  bir kenara atıp,
onun yerine A-na-kui'in oğlu An-lo-ch'en'ı yeni reis yaptı.
Ayrıca bunları Ma-i Ch'u-an'da yerleştirip,
yaşamaları için gerekli yiyecek ve benzeri şeylerden verdi.
Diğer taraftan geri dönen Gök-Türkleri, Shuo eyaletine kadar takip etti.
Bu esnada Gök-Türklerle Kuzey Ch'i devleti arasında barış yapıldı.
Buna göre her iki ülke kendi topraklarında yetişen mallardan
yıllık hediye gönderecekti [68].
Gök-Türkler, düşmanları Juan-juanların Çin'de yaşamasına razı olurken,
karşılığında kendileri için iyi sayılabilecek bir ticaret anlaşması yapmışlardı.

Bu şekilde ilk defa başlayan Gök-Türk - Kuzey Ch'i yakınlaşmasından
Batı Wei devleti hayli rahatsız oldu.
Ancak, Batı Wei devletinin bu endişesi fazla uzun sürmedi.
Kuzey Ch'i ile Gök-Türklerin dostluğunun gelişmesini engellemek için
K'u- Ti-ch'i isimli bir elçi 554 yılında Mukan Kagan'a gönderildi [69].
Gök-Türk merkezine ulaşan Çin elçisi kağanla yaptığı görüşmelerde
epey etkili oldu.
Mukan, bu elçiyle görüştükten sonra, Kuzey Ch'i elçisini tutukladı.
Elçi K'u Ti-ch'i'nin kaganı nasıl ikna ettiği açık değildir.
Ortaya çıkan sonuç ise
Mukan'ın devletinin eski dostu Batı Wei'i doğudaki Ch'ilere karşı tercih etmesidir.
Batı Wei devleti Bu gelişmeden çok memnun olmuş,
elçilikteki başarısından dolayı dönüşünde K'u Tu-ch'i-'ye
orgenerallik rütbesi tevcih edilmişti.
Adı geçen elçinin biyografisinde Ch'i elçisinin tutuklandığı belirtilmiş ise de,
Mukan Kagan'ın, bu devletle ilişkisini hemen kestiği söylenemez.
Çünkü aynı yılın sekizinci ayında (ekim) Mukan Kagan,
Kuzey Ch'ilere elçi gönderip hediye sunmuştu [70].
K'u Ti-ch'i'nin Gök-Türklere kesin gidiş ayı söz konusu metinde belirtilmemiştir.
Mukan'ın Ch'i'lere hediye göndermesinin K'u Ti-ch'i'nin
Gök-Türklere gitmesinden önce olması da mümkündür.

Mukan Kagan güneyindeki komşuları olan
her iki Çin devletiyle siyasi münasebetlerini geliştirirken,
Juan-juanların peşini de bırakmıyordu.
Onlara dördüncü Gök-Türk darbesini indirdi.
Mağlup olan son hükümdar A-na-kui'in küçük kardeşi Teng-shu-tse ve yanındakiler,
bu defa Batı Wei devletine sığındılar (555) [71].
Onların peşinde ısrarlı bir takipçi olmasından bu sefer Mukan'ın
Juan-juanları kesin bir şekilde ortadan kaldırmaya niyetli olduğu anlaşılıyor.
Çünkü hiç vakit kaybetmeden derhal elçi gönderip,
imparator Kung'dan kaçak juan-juanları istedi.
Reisleri Teng-shu-tse ile beraberindeki üç bin Juan-juan,
Mukan'ın elçisine teslim edilerek Ch'ing-men adlı kapının dışında öldürüldüler.
İlk defa bozguna uğradıkları sırada kendisine bağlı kalanlara reis olan T'ie-fa,
doğudaki Ch'i-tan (Kıtan)lar tarafından ortadan kaldırılmıştı.
Kuzey Ch'i devleti himayesinde reis olan An-lo-ch'en,
daha sonra bu devlete isyan etti.
Fakat, İmparator Wen Hsüan tarafından yakalandı.
Ona bağlı Juan-juan kütleleri dağıtılarak,
çeşitli bölgelerde Kuzey Ch'i devletine bağlandı [72].

Bu yılın yaz mevsiminde Mukan,
yine Kuzey Ch'i imparatoruna hediye göndermişti.
Ancak, hızla büyüyen Gök-Türk tehlikesine karşı Ch'i imparatoru
Çin Seddini tamir işine koyuldu.
Sonbahara doğru bir milyon sekiz yüz bin kişi
You eyaletinin kuzeyindeki Hsia-k'ou'dan Heng eyaletine kadar olan
kısımdaki dokuz yüz li (510 km)'lik bir mesafede bulunan seddi
tamir ve yenilerini inşa için toplattırıldı [73].

555 yılı Mukan Kagan ve Gök-Türk devleti için bir fetih yılı olmuştu.
Ch'i-tan (Kıtan)'lar üzerine [74] sefer düzenleyip onları,
kendine bağlayan Mukan'a Baykal Gölü'nün kuzeyindeki Kırgızlar (Ch'i-ku) da itaat etti.
Bu arada batıda Ye-ta' (Akhun, Eftalit)lar da mağlup edildi [75].
Bu sefer büyük ihtimalle İstemi Yabgu ile birlikte gerçekleştirildi.
Doğuda Ch'i-tanların batısında yaşayan K'u-mo-hsi [76],
Shih- wei [77] kabileleri de Gök-Türklere bağlandılar.

Bu yılın vuku bulan bir değer hadise de Gök-Türklerin defalarca
Batı Wei topraklarına akınlar yapmalarıdır.
Buna karşılık Wei imparatoru da evlenme yoluyla
Gök-Türkler ile müttefik olmak istiyordu.
Neticede Yüan Hui yüz bin top ipekli hediye ile Mukan Kagan'a götürüldü.
Gök-Türk merkezlerinde çok iyi konuştuğu görülen Yüan Hui,
aşırı hürmette de bulunmuştu.
Bu konuda SS 46'da bulunan Yüan Hui'in biyografisi tek kaynaktır [78].
Başarılı geçen elçiliği nihayetinde üç makam birden terfi eden Yüan Hui
ayrıca Batı Wei-Gök-Türk dostluğunun yeniden gelişmesini sağlamıştı.
Onun elçiliğinde başarısından dolayı üç makam birden terfi ettirilmesi
Batı Wei imparatorunun Gök-Türklerle olan münasebetlerine
ne kadar çok önem verdiğini göstermektedir.

Kısa zamanda Orta Asya'nın en büyük gücü haline gelen Gök-Türk devleti,
Mukan Kagan liderliğinde başarıdan başarıya koşmakta idi.
Çin'de hüküm süren iki devletten Batı Wei yüz bin top ipek verme karşılığında
barış yapabilmiş,
onların hücumlarını bu şekilde durdurabilmişti [79].
Doğudaki Kuzey Ch'i devleti ise bir dizi savunma tedbirleri almaya devam ediyordu.
556 yılı içerisinde Çin seddinde Hsi-ho'dan başlayarak
doğuda denize kadar üç bin li (yaklaşık 1700 km)lik mesafedeki surlar tamir edildi.
Bunun yanında yirmi tane yeni garnizon kuruldu [80].
Fakat, Mukan'ın yeni hedefi Çin değil Tibet'in kuzey
ve kuzey doğusundaki T'u-yü-hunlar idi.

Mukan'ın T'u-yü-hunlar üzerine gidebilmesi için
Batı Wei devletinin Liang eyaletinden geçmesi gerekiyordu.
Ancak, bu şekilde sürpriz bir saldırı yapma imkanı vardı [81].
Sadece izin vermekle kalmayan Batı Wei imparatoru'nun nedimi (T'ai-shih) T'ai,
Liang eyaletinin askeri valisi Shih Ning'i süvarilerle,
Gök-Türk ordusuna kattı [82].
Gök-Türk ve yardımcı Batı Wei ordusu F'an-ho denilen yere vardıklarında,
T'u-yü-hunlar bunu anladılar, hemen Nan-shan'a (güney dağı) kaçtılar.
Derhal onları takip etmek isteyen Mukan,
askerlerini çeşitli kollara ayırdı ve Ch'ing-hai (Kuku-nor)da buluşmalarını emretti.
Bu arada Çinli kumandan Shih Ning,
Mukan'a T'u-yü-hunların ''perili mağaraları'' gibi telakki ettikleri Shu-tun
ve Ho-chen adlı iki kale şehirlerine saldırmayı teklif etti.
Böylece onların asıl köklerinin sökülebileceğini,
diğer T'u-yü-hun halkının ise kendiliğinden dağılacağını söyledi.
Aslında T'u-yü-hunların kaganı Ho-chen'da idi.
Shu-tun'da ise onun dükü Cheng-nan Wang birkaç bin kişi ile
savunmak için bulunuyordu.
Çinli kumandan Shu-tun'a hücum edip,
burayı müdafaaya çalışan Cheng-nan Wang'ı yakaladı [83].
Diğer taraftan Mukan Kagan,
Ho-chen'a hücum edip, reisleri Kua-lü'nün karısı ve oğlunu ele geçirdi.
T'u-yü-hunların bütün değerli hazineleri Gök-Türklerin eline geçti.
İki galip ordu Ch'ing-hai (Kukunor)'da buluştular.
Mukan tavsiyesinin faydalı oluşundan ve kazandığı başarıdan dolayı
Shih Ning'e on bin koyun, beş yüz baş at ve yüz kadın hizmetçi sundu.
Çinli kumandanın başarısına ve fikirlerine hayran olan Mukan,
Çinli kumandana ayrıca en iyi cins atlardan da sunduğu gibi cesaretini övmüş,
elini sıkmıştı [84].

558 yılında meydana gelen bu hadiselerden sonra bir-iki yıl Çin'in kuzeyindeki
devletlerle Gök-Türkler arasında daha az münasebet kurulduğu müşahade edilmektedir.
Bu durum dolayısıyla kaynaklara yansımış ve Gök-Türklerle ilgili bilgiler azalmıştır.
Bunda Batı Wei'in 557 yılında yerini Chou hanedanına bırakması,
Juan-juanların tamamen bertaraf edilmesi, bütün Çin kaynaklarının ortak ifadesiyle
Çin sınırlarının dışında hiçbir kuvvetin Mukan'a karşı duracak
halinin kalmamasının rolünün olduğu söylenebilir.
Bu arada kuzey Çin'in iki devleti tek hakim olabilmek maksadıyla
birbirleriyle kıyasıya mücadeleye girişmişlerdi.
Yine de Gök-Türk elçilerinin,
Çin devletleri merkezlerini ziyaret ettiği görülmektedir.

Kuzey Ch'i devleti 557 yılında Çin Seddi üzerinde K'u-lo-pa'dan
Wu-ho-shu'ya kadar dört yüz li (yaklaşık 226 km)'lik tamirler yapılırken [85],
Mukan Kagan, 558 yılı sonunda Chou devletine hediye gönderdi [86].
Bu bir çeşit yeni kurulan devleti tanıma anlamına geliyordu.
Bundan sonra 560 yılının üçüncü ayında
Çin sarayında Chung-yang-k'o pavyonu tamamlandığı zaman
Chou imparatoru Ming, bütün devlet adamlarını,
generallerini ve Gök-Türk elçisini Fang-lin-yüan denen yerde topladı.
Hepsine rütbelerine göre değişen miktarlarda ipek ve bakır para sundu [87].
Gök-Türk elçisinin de söz konusu merasim sırasında
Çinli devlet adamlarının arasında yer almış olması,
Gök-Türk devletinin Choular nezdindeki yerini göstermesi açısından enteresandır.
Ertesi sene (561) Mukan Kagan,
Chou devletine üç ayrı elçilik heyeti gönderdi.
Birinci, ikinci ve beşinci ayda Chou sarayına giden Gök-Türk heyetlerinin hepsi
Gök-Türk ülkesi mallarından onlara sunmuşlardı.
Gök-Türkler, Çin kaynaklarının taraflı olarak vergi diye kaydettiği hediyelerle
aslında ticari maksat güdüyorlardı [88].

Batı Wei imparatoru Kung zamanında Mukan'ın kızının prenses olarak,
Chouların kurucusu Wen'a gelin olarak gelmesine Gök-Türkler rıza göstermişlerdi [89].
Ancak evlilik işi daha gerçekleşmeden imparator ölmüş,
bu sebepten tamamlanmamıştı.
563 yılına doğru Choularla Ch'iler arasındaki mücadele kızıştığı zaman
her iki Çin devleti de Gök-Türklerden yardım alma yarışına giriştiler.
Chou devleti sarayında yapılan müzakereler sırasında
eskiden Gök-Türlerle yapılan anlaşma hatırlatıldı [90].
Yeniden teşebbüse geçmek için karar vermişlerdi.
Ancak bu sefer Ch'iler,
Chouların niyetini duymuşlar ve daha önce harekete geçmişlerdi.
Çok fazla hediyelerle bir elçiyi Mukan'a gönderip, vlilik teklifinde bulundular.
Zengin hediyeleri gören Mukan,
bunu ülkesi için ekonomik çıkar sağlama işine çevirdi.
Choulara, onlardan daha fazla hediye istediğini,
aksi taktirde Ch'ilerin teklifini kabul edeceğini bildirdi.
Chou sarayında ortaya çıkan bu yeni durum tartışılırken,
eskiden Juan-juanlar zamanında, onlarla kurulan evlilik ittifakı sayesinde
Juan-juan-Ch'i ilişkilerinin kesildiği hatırlatıldı.
Eğer bu sefer zamanında önlem alınmazsa durumun tersine dönüşebileceği düşünüldü.
Neticede daha fazla hediye gönderilmesine karar verildi [91].
Liang eyaleti askeri valisi Yang Chien heyet başkanı,
Sol muhafızları generali Wang Ch'ing yardımcı tayin edilerek
oluşturulan bir elçilik kafilesi Mukan'a gönderildi [92].

563 yılının dokuzuncu ayında yola çıkan heyet Gök-Türk topraklarına girdiğinde,
ülkenin doğu taraflarını idare eden Mukan'ın kardeşi A-shih-na Kutlug
Ti-t'ou Kagan ile karşılaştı [93].
Hükümdar ağabeyinin aksine Ch'ilerle daha yakın ilişki kurmuş olan i-t'ou Kagan,
Çinli elçilere soğuk davranarak, 'ağabeyinin Ch'i devleti ile anlaşma yaptığını
ve elçileri Ch'ilere teslim edeceğini'' söyledi.
Bunları duyan heyet başkanı Yang Chien yine de yoluna devam etti.
Mukan'ın huzuruna çıktığında yolda duyduklarını anlattı
ve göz yaşlarını akıtarak, kaganı etkilemeye çalıştı.
Mukan Kagan, onun tesirinde kalmış olmalıdır ki;
korkmamasını doğudaki Ch'i devletiyle, batıdaki Chou devletinin Gök-Türkler nazarında
aynı olduğunu söyledi [94].
Yang Chien'in Mukan'a bahsettiği bir başka konu da yıllıkların hiçbirinde olmayıp,
sadece TCTC 169'da kaydedilmiş olan [95],
Batı Wei'e sığınan Gök-Türk düşmanı Juan-juanların,
kaganının teklifi üzerine çok çabuk geri gönderilmesi hadisesidir [96].
Neticede Ch'i elçisini reddeden Mukan,
kızının Choulara gelin olarak gönderilmesine razı oldu ve nişan yapıldı.
Diğer taraftan bu elçilik heyetinin yaptığı en önemli iş daha sonra
Çin'in tarihinde önemli gelişmelere sebep olacak bir teklifi Mukan'a kabul ettirmesidir.
Yang Chien, kağandan Ch'ilerin üzerine sefer düzenlemesini istemiş,
o da buna olumlu cevap vermişti.
Chou devleti için çok mühim olan bu hadise sonrasında geri dönen Yang Chien
durumu İmparator Wu'ya bir raporla bildirmiş,
gelişmelerden memnun kalan imparator da Yang Chien'i
büyük generalliğe terfi ettirmişti [97].
Ertesi yıl tekrar Gök-Türk ülkesine giden söz konusu elçi bu sefer çeyiz sundu.

Mukan Kagan'ın, Choularla müttefik olup,
Ch'ilere ortak saldırı düzenlenmesine destek vereceğini söylemesi üzerine,
aynı yılın sonunda sefer hazırlıklarına başlandı.
Büyük kagan Mukan ve kardeşleri küçük kaganlar Börü (Pu-li),
Ti-t'ou ile yüz bin kişilik orduya kumanda ederek, üç koldan harekete geçti.
Ordusunu üçe ayırarak diğer ikisinin kumandanlarını kardeşlerine verirken,
kendisi de birinin başına geçmişti.
Aslında Gök-Türk ordusu Çin topraklarına girdikten sonra
Heng eyaletinde üçe ayrılmıştı [98].
Çok hızlı hareket eden üç Gök-Türk ordusu hiçbir kuvvetle karşılaşmadan
Chin-yang'a kadar ilerledi.
Ch'i imparatoru bu sırada adı geçen şehirde idi.
Chou sınırına yakın yerde önemli bir stratejik mevkiye sahip bu kale-şehir,
Gök-Türk ve Chou orduları için ilk hedef idi.
Zor durumda kalan Ch'iler ise Gök-Türk kuvvetlerine karşı koyacak olan ordunun
başına Hu Lü-hsien'i tayin etmişlerdi.
Bu sırada Gök-Türk yardımı almış olmalarına rağmen
Chouların devlet adamları hala Ch'ilerden çekiniyorlardı.
Sadece Sui eyaleti dükü Yang Chung onlara karşı çıkabilmişti [99].
Bunun üzerine kendi emrine on kumandan verilen Yang Chung başkumandan olmuştu.
Başkumandan Yang Chung,
önce Ta Hsi-wu'ya piyade ve süvari kuvvetlerden oluşan
otuz bin kişilik bir birlikle güney yoldan Chin-yang üzerine gönderdi.
Kendisi de Ch'ilere ait Hsing-ling kalesini ele geçirdikten sonra Chin-yang'a ulaştı.
Her iki ordu bu şehrin surlarının dışında buluştular [100].
Ch'iler, Tai ve Hsin eyaletlerindeki sürüleri ve atları
Wu-t'ai dağının kuzeyindeki Pai-ku'ya, Po Chien idaresinde saklattırdılar [101].

564 yılının ilk ayında kuşatma başladığı sırada onlarca gün süren kar yağışı oldu.
Saldırıdan önce yapılan plana göre önce Chou ordusu az kuvvetle hücuma geçecek,
arkasından da Gök-Türkler hareket edecekti.
Ancak kar yağışı sebebiyle bin li (567 km)lik alan
bir metre yüksekliğinde karla kaplanmıştı [102].
Chou ordusu kalenin iki li (1134 m.) yakınına sokulduğunda,
Ch'iler aniden kaleden çıkarak, onları bozguna uğratmışlardı.
Bu arada Gök-Türk ordusu ise Hsi-shan (Batı Dağı)'a çekildi, savaşmak istemediler.
Mağlup olan Chou kumandanları geriye doğru kaçtılar [103].
Bundan sonra Mukan, Gök-Türk ordusuna büyük bir yağma yaptırttı.
Geri dönülürken yapılan yağmalarda yedi yüz li'lik (400 km.)
bir alanda insan ve hayvan sürüsü kalmamıştı [104].
Onları sıkıştırmaya cesaret edememişti [105].
Çin sınırlarını tamamen terk edip,
geri dönen Gök-Türk ordusunun başındaki Mukan Kagan,
yaptığı yağmasıyla asıl hedefine ulaşmıştı.
Geri dönerken Hsin-ling'e vardıklarında
her taraf buz tuttuğundan Sarı Irmak'tan geçmek için,
kaymayı önlemek maksadıyla buzların üzerine keçe kilimler yaydılar [106].
Böylecce çok zor şartlara rağmen rahat bir şekilde,
üstelik yağmadan dolayı kazançlı bir şekilde ülkelerine dönmüşlerdi.
Ancak sadece TCTC 169'da olan kayıda göre [107],
Gök-Türklerin atları zayıflamış, hepsinin dizlerinin altındaki kılları dökülmüştü.
Bu sebeple gruplara ayrılarak,
mızraklarıyla piyade yürümek zorunda kalmışlardı.
Diğer taraftan Ch'i kumandanlarından Hu Lü-kuang kuzeyde
Gök-Türklerden bbinden fazla at ele geçirdi [108].
Bunun yanında ağır mağlubiyete uğrayan Chou ordusu büyük kayıp vermişti.
PCS [109] ya göre birkaç km'lik bir alanda cesetler birbirinin üzerine yığılmış
adeta birbirlerini yastık yapıyorlardı.

Bu olaydan sonra 5. ayda (temmuz) Gök-Türkler, Choulara elçi gönderip,
kendi ülke mallarından sundu [110].
Yaz mevsiminde Gök-Türklerin yardımını almadan
Chin-yang üzerine yürümek isteyen Chou ordusu kumandanı Yang Chung,
yiyeceğin azlığı sebebiyle bütün generallerin savaşmaması bahanesiyle
hücum etmedi.
Hemen Gök-Türklere haber göndererek,
yüz binden fazla askerle Ping eyaletine gelmelerini
ve Çin Seddinin alt tarafında (güneyinde) kalmalarını istedi [111].
Arkasından Gök-Türk ordusu Yang Chung ile Ch'ilere karşı savaşmak için
Wo-ye'de buluştular.
Pei-ho'ya vardılar, herhangi bir çatışma yapmadan geri döndüler [112].
Mukan Kagan'ın geri dönmesinin sebebi,
bu sefer Chouların Gök-Türklerle olan ittifaklarına ihanet etmeleridir [113].
Ch'i imparatoru, Choulara, daha evvel esir olarak ele geçirdiği Chin eyaleti dükü
Hu'nun annesi ve babasının dördüncü kız kardeşini geri göndermek suretiyle
Choularla barış yapmak istediğini bildirmişti [114].
Böylece iki Çin devleti arasında ittifak yapılırken Gök-Türkler devre dışı kalıyordu.
Neticede ortaya çıkan duruma çok kızan Mukan Kagan,
sadece ordusunu toplayıp geri dönmekle kalmadı.
Bunun yanında daha önce kabul ettiği kızının
gelin olarak gönderilmesi kararından vazgeçti [115].

Daha sonra dokuzuncu ayda Mukan,
ordusuyla Choulardan ayrılarak Ch'ilerin You eyaletine girdi.
Arkasından Çin Seddini aşıp,
girdikleri bölgelerde yağmalar yaparak geri döndüler.
Bir ay sonra bir akın daha yaptılar [116].
Evlilik işinden vazgeçilmesi üzerine tedirgin olan Chou imparatoru
hem durumu izah etmek, hem de Mukan'ı sakinleştirmek için
Wang Ch'ing'i acele elçi olarak Gök-Türklere gönderdi (564 sonu).
Elçinin kendisine yaptığı açıklamalardan memnun kalan Mukan,
eski anlaşmayı, yani kızının gelin olarak gönderilmesini yeniden kabul etti.
Bu gelişmelerden sonra 565 yılının 2. ayında Chou imparatoru
dört eyaletin düklerini [117] ve imparatorluğa ait altı saraydan oluşturulan
yüz yirmi kişilik heyeti,
Mukan'ın kızının almak için Gök-Türk merkezine gönderdi [118].
Bu yılın beşinci ayında Gök-Türkler,
Ch'ilere de kendi mallarından sunmuşlar ve Gök-Türk-Ch'i münasebetleri
tekrar başlamıştı [119].
567 yılında Gök-Türkler,
Choulara da elçi gönderip kendi ülke mallarından sundular [120].
Bir yıl önce kendi mallarından sundukları Ch'ilere yine kendi ülkelerinde yetişen,
üretilen mallardan verdiler [121].

565 yılında büyük bir elçilik heyeti gönderilmiş olmasına rağmen Mukan,
hala kızını göndermeye yanaşmıyordu.
Chou elçilerinden Ch'un ve yanındakileri bir kaç sene alıkoydu.
geri dönenlerden Yü Wen-kui, Ch'ang-ye'de ölmüştü.

568 yılında (2. ay) Ch'i meselesini tekrar gündeme getiren Mukan,
Chouları desteklemekten vazgeçmişti.
Elçilerle müzakere sırasında hava birden bire değişip rüzgar çıktı.
Arkasından on gün süren bir kar fırtınası başladı.
Orada bulunan çadırların hepsi yıkıldı.
Bu felaketle Tanrı'nın kendini cezalandırdığını zanneden Mukan,
kızının gelin olarak gönderilmesine razı oldu.
Derhal hazırlıklara başlandı.
Bunların tamamlanmasından sonra Chou elçilerine teslim edilen
prenses A-shih-na'yı,
Çin'e vardığında başkent Ch'ang-an'da İmparator Wu bizzat karşıladı [122].
Gelin heyeti prensesi getirmek için yola çıktığında kafilede bulunan Gök-Türkler
atların zayıflığını ileri sürerek yolculuğun yavaşlamasını istediler.
Fakat Chao Wen-piao, onların vazgeçmelerinden korkarak,
Gök-Türk elçisi Lo-mo-yüan'e ''prensesin zaten yola çıktığını,
diğer yabancıların tehdit ettiğini,
üstelik kafilenin çölden geçeceğini,
yavaşlarlarsa insan ve atların hastalanacağını,
doğudan her zaman hücum gelebileceğini,
T'u-yü-hunların bile aniden değişip, tehlike oluşturacağını,
gelinin Kagan'ın sevgili kızı olduğunun göz önüne alınması gerektiğini'' belirtti [123].
Çin'de çok iyi karşılanıp iyi muamele gören A-shih-na Prenses,
bu ülkede imparatoriçelerin yükselebildiği bütün makamlara ulaştı.
Nihayet 582 yılında hastalıktan öldü [124].

Prensesin gönderilmesinden bir yıl sonra,
sonbaharda Mukan, Çin'e elçi gönderip, at sundu.
Bundan sonra binden fazla Gök-Türk, Çin başkentinde oturmaya başladı.
Bu grup güzel elbiseler giyiyor ve etle besleniyordu.
Bundan başka Chou hanedanı yıllık yüz bin top ipeği
vergi olarak göndermeye başlamıştı [125].
Bu tarihten sonra 572 yılında ölümüne kadar Mukan Kagan hakkında
herhangi bir malumata rastlayamıyoruz.
Sadece PCS 8 de [126]
Gök-Türklerin elçi gönderip hediye sunduğu kaydı vardır [127].
Ancak TCTC 171'de ölümü için gönderilen taziye elçisinin
bu yılın ikinci ayında gittiği bildirilmektedir.
Bundan dolayı bu elçilik hadisesini Mukan'ın ölümünden sonra gittiği şeklinde
kabul etmek doğru olacaktır.

Daha önceki başarılı elçilik faaliyetlerinden dolayı sürekli
kuzey yabancıları elçisi olan Wang Ch'ing yine Ötüken'de idi.
Gök-Türklerde cenaze törenlerinde ölenin yakınları ve diğer katılanlar yüzlerini çizerler,
kan ve gözyaşı bir bire karışarak akardı.
Tören esnasında Chou elçisinden de yüzünü çizmesini istediler.
Gök-Türkler üstelik iki devletin evlilik yoluyla akraba olduğunu da söyledilerse de
Çinli elçi direndi ve kesmedi [128].

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 23-32, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl