Mukan'ın Şahsiyeti

a- Mukan'ın Şahsiyeti

553-572 yılları arasında Gök-Türk tahtında kalan Mukan Kagan,
şahsiyeti hakkında Çin kaynaklarında en çok bilgi verilen Türk hükümdarıdır.
Bu bilgiler özellikle onun zeki, bilgili ve sert tabiatlı olduğu üzerinde toplanmaktadır.
Kırlangıç kalesi (Yen-tou) anlamına gelen bir ismi daha vardı.
Yüzünün genişliği bir ayak (30 cm.) tan (ch'ih) fazla olan Mukan'ın gözleri donuk cam gibi idi.
Askeri mücadele ve benzeri işlerde çok haşin idi.
Yüzünün rengi çok kızıldı [129]. Olağanüstü cesurdu.
Askeri taktikleri iyi bildiği gibi, ordusuna çok iyi kumanda ediyordu [130].
Neticede onun bu üstün vasıflarından komşu devletlerinin hepsi çok korkmuştu.
Diğer bir ifade ile Çin'in dışındaki bütün ülkeler ona itaat etmişlerdi.
Aslında yukarıda da görüldüğü üzere Mukan,
Çin'deki iki devlete de üstünlüğünü kabul ettirmişti.
Çinli devletlerin her ikisi de Gök-Türklerle dost olmak için
birbirleriyle uzun süren bir yarışa girişmişti.
Evlilik ittifakını kurabilmek şekliyle ortaya çıkan bu yarışı
batıdaki Chou devleti kazandı.
Bu sayede doğudaki Kuzey Ch'i devletine karşı büyük bir politik üstünlük sağladı.
Choular güçlenirken Ch'iler zayıfladı ve çok geçmeden yıkıldılar (576).
Chou devleti bütün kuzey Çin'e hakim olurken Mukan'ın uyguladığı politika sonucu
Çin tarihinin seyri değişmiş oluyordu.

Mukan'ın idaresindeki fetihler sayesinde Orta Asya'yı tamamen kaplayan
Gök-Türk devleti doğuda Kore'den batıda Karadenize kadar uzanıyordu.
Güneyde Çin Seddinden kuzeyin ıssız yerlerine kadar ulaşan genişliğe sahip idi.
Zamanın bütün diğer devletlerinin hepsinden daha büyük ve kuvvetli idi.
İpek yolunun büyük bir kısmı Gök-Türklerin eline geçtiği gibi,
artık Ön Asya ile Uzak Doğu arasındaki irtibat daha huzurlu yapılıyordu.

Moğolistan'ın doğusundaki Kerulen nehrinden
Ural dağlarına kadar çok geniş bir sahada yayılmış olan Töles boylarının hepsi
Mukan'ın idaresinde idi.
Soğdluların himaye edilmesi ülke çapında ticaretin gelişmesine sebep olmuştu.

Kaynakça


Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 32-33, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl