P'ing-liang Hunları ve Gök-Türklerle Bağlantıları

3- P'ing-liang Hunları ve Gök-Türklerle Bağlantıları

SS [21], TT [22], TFYK [23] ve WHTK [24] gibi kaynaklarda
kayıtlı Gök-Türk bölümlerinin başlangıcını teşkil eden hadise de
Gök-Türk menşeini Kansu bölgesindeki P'ing-liang ile irtibatlandırmaktadır.
Pek çok araştırıcı bu kaydı kesin doğru kabul etmiş ve Gök-Türklerin,
P'ing-liang'lı [25] Chü-ch'ü Meng-hsün'ün ailesinden geldiklerini ileri sürmüştür [26].

Bu konuyla ilgili vesikalara göre ''Gök-Türkler,
önce Kansu'daki P'ing-liang'ın çeşitli Hu'larındandır
(bu devirde Hu adı Hsiung-nular, yani Hunlar için kullanılmaktadır). Soyadları A-shih-na'dır.
Tabgaç (T'o-pa, sonra Wei) hükümdarı T'ai-wu,
439 yılında [27] Chü-ch'ü [28] ailesinden Mu-chien'i yenilgiye uğrattığı zaman [29],
liderleri A-shih-na beş yüz aile ile Juan-juanlara sığındı.
Bu boyun hepsi Altay Dağlarında ikamet etti.
Altay dağlarının şekli miğfere benzediği için onların dilinde miğfer T'u-chüe olduğundan
bu onların unvanı oldu''.

Burada belirtmemiz gereken dikkat çekici bir nokta WHTK'da
Chü-ch'üleri Tabgaç devleti yerine
Moğol kökenli Hsien-pi'lerin devleti Chin'in yıktığının kaydedilmiş olmasıdır [30].
Bu hadiselerden bahseden diğer kaynakların T'ai-wu'nun adını açıkça vermiş olmasından,
kesin tarihini açıklamasından dolayı WHTK daki ifade doğru bulunmamaktadır.
Zaten sadece Chin ülkesinin adı ara yazıda geçmektedir
ve açıklayıcı bilgi mevcut değildir.
Ancak P'ing-liang bölgesinde vuku bulan hadiselerde
Chin devletinin de mücadele ettiği bilinmektedir [31].

Büyük Hun İmparatorluğunun zayıflayıp,
yıkılışından sonra bazı Hun kütleleri Çin'e gidip, orada varlıklarını devam ettirdiler.
Chao (329-351), Hsia (407-431) ve Kuzey Liang (401-439)
Çin'de Türk kültürünü devam ettiren devletlerdir.
Lou-lan devletçiği de Turfan civarında tesis edilen
bir başka Hun soyundan gelen devlettir [32].
Kaynaklarımızın ifadesi işte bu Kuzey Liang devletini
Gök-Türklerin menşei ile irtibatlandırmaktadır.
PS 93'te kayıtlı bulunan Chü-ch'ü Meng-hsün biyografisinde kayıtlı bulunan bilgilerde
Chü-ch'ü Meng-hsün ve oğullarının faaliyetleri anlatılmaktadır.
Zamanla uğranılan başarısızlık neticesinde,
bu ailenin bir kısmının Juan-juanlarla birleştiği kayıtlıdır.
Ancak çölü geçerken halkın çoğu susuzluktan ölmüş,
arta kalanlar Shan-shan'da yerleşmişlerdir.
Bir kısmı Turfan'da kalmış, bir kısmı da T'u-yü-hunlara sığınmıştır.
Yani Altay dağlarının ismi metinde geçmediği gibi,
bu taraflara gittiklerine dair hiçbir kayıt yoktur.
Bu sebeple Juan-juanlara sığınmak üzere yola çıkan Chü-ch'ü ailesinin
çölü geçtiği söylenemez.
Zaten onların çölü geçip Juan-juanlarla birleştiklerini ileri süren Ogel,
bu hadiseye tamamen kendi yorumunu kattığını açıkça belirtmiştir [33].
Arkasından birkaç yıl sonra söz konusu gurubun reisi Wu-hui,
Turfan bölgesinde gelişen olaylarda görülmekte,
Shan-shan'a ulaştığı açıkça bildirilmektedir [34].

Netice olarak diyebiliriz ki; P'ing-liang'lı Chü-ch'ü ailesinin
Gök-Türklerle ilgisi sadece bir rivayettir.
Öteki rivayetlerden öne geçen fazla kesinlik bir tarafı bulunmamaktadır.
Altay Dağları diğer rivayetlerde de
Gök-Türklerin asıl ortaya çıktığı yer olarak belirtmektedir.
Zaten Wu-hui öldükten sonra yerine geçen kardeşi An-chou,
460'ta Moğol Juan-juanlarla birleşmiştir.
Diğer Chü-ch'ü ailesinin kesin olarak nereden geldiği ve akıbeti bilinememektedir.
Ancak, kuzey Çin'de Hunların kurduğu diğer devletler gibi
P'ing-liang bölgesindeki Kuzey Liang devleti ve Turfan civarı
tamamen Türk kültürü özelliklerini taşıyordu.
Gök-Türklerin, Hunlardan geldiği bütün kaynaklar tarafından açıkça belirtildiği
ve aynı kavim oldukları için diğer efsanelerin yanında P'ing-liang'daki Hunların,
Gök-Türklere bağlanması son derece tabiidir,
ilk önemli kaynak olan CS'daki Gök-Türk bölümünde ve diğer kaynaklar PS,
CTS, PCS'da zikredilmemiş olması
bunun da bir rivayet olduğu konusundaki fikrimizi desteklemektedir.

Menşeileri konusunda yukarıda açıkladıklarımızı toparladığımızda,
Altay Dağlarını, Gök-Türklerin çıktıkları ilk kesin bölge olarak
söylemek doğru olacaktır.
Hunlarla bağlantıları tamamen açıktır.
Orta Asya sahasında diğer kavim ve boylarda (Wu-sun, Kao-ch'e ve Moğollarda)
görülen kurtla ilgili efsanenin Gök-Türklerde de daha geniş olarak görülmesi
ve enteresan motiflerin bulunması dikkat çekici bir noktadır.

Na-tou-liu [35] efsanelerde Gök-Türk,
hanedanının ilk atası olarak tebarüz ederken, sonra A-hsien Şad [36],
arkasından Tu-wu [37] Yabgu gelmektedir.
Onun iki oğlu Bumın (T'u-men) ve İstemi (She-tie-mi, Se-ti-mi)
tarihi vesikalarla kesinleşen iki şahsiyettir.

PS 99 ve SS 84, A-hsien Şad'ı mağaradan çıktıkları
ve Juan-juanlara vassal oldukları sırada lider olarak göstermekte iken,
CS, TT, WHTK ve TFYK gibi kaynaklar,
onu ormanlık yerde seçimin yapıldığı bildirmekte,
hatta Bumın ile aynı kişi olduğunu söylemektedirler.
SS 84 ve PS 99'un Büyük Yabgu (Ta Ye-hu)'dan bahsetmeleri de enteresandır.
Büyük Yabgu ile T'u-wu Yabgu aynı şahsiyet olarak görülmektedir.
Her iki kaynağın ifadesine göre
Büyük Yabgu zamanında Gök-Türklerin sayısı çok artarak kuvvetlenmişlerdi.

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 15-17, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl