SONUÇ

SONUÇ

Gök-Türklerin Çin hakimiyeti altında geçen elli yıldan fazla süre içindeki vaziyetlerini
çeşidi safhalara ayırmak mümkündür.
Herşeyden önce 582-630 yılları arasında olduğu gibi
Doğu ve Batı Gök-Türk ülkelerinin tarihleri farklı mecralarda gelişmiştir.
Bunun için ele almaya çalıştığımız 630-681 arasındaki devre
ilk önce Doğu ve Batı Gök-Türk sahalarına bağlı olarak iki gruba bölünmektedir.

Doğu Gök-Türk Devleti 630 yıkıldıktan sonra
ilk dokuz yıllık sürenin karakteri Çinlilerin tam hakimiyeti olarak gösterilemez.
Yüzbinden fazla Gök-Türk ahalisi Çin'e sığınmış orada muhtelif eyaletlere yerleştirilmiş,
Gök-Türk hanedanından gelen bazı beyler
T'ang hanedanı sarayında muhafızlık rütbesi almışlardı.
Ancak, Gobi Çölü'nün kuzeyinde Ötüken merkez olmak üzere
kuvvetli bir Sir Tarduş idaresi vardı.
Her ne kadar 629 yılından önce onların kaganı,
imparator T'ai-tsung'dan kurt başlı sancak alarak vassallık şeklinde
idaresini tesis etti ise de sonradan kuvvetlendi ve Çin imparatorunu korkuttu.
Kısacası Sir Tarduşlar
diğer Türk boylarını da etraflarına toplayarak Çin esaretine girmemişlerdi.
Diğer taraftan Çin'de Sarı Nehri'in güneyine yerleşen Gök-Türk sayısı da hızla artıyordu.

Chie-shih-shuai'ın 639 yılında giriştiği ihtilal hareketi başarısızlığa uğradı ise de
yarattığı tehlike sebebiyle Çinliler,
Doğu Gök-Türk ülkesine yani Gök-Türk hanedanından gelen halka
ve orada yaşayan boylara karşı yürüttükleri politikayı değiştirdiler.
Kendi ülkelerinde yerleştirdikleri Gök-Türklerin sayısının hızla arttığını görünce
geri göndermeye çalıştılar.
Gök-Türk hanedanından gelen bir bey, A-shih-na Ssu-mo'yu kagan tayin ettiler.
Onun idaresinde yüzbinlerce Gök-Türk'ü kuzeye Çin'e bağlı
bir devlet kurmak üzere yola çıkardılar.
Fakat, Ötüken bölgesinde hakimiyetlerini sağlamlaştırmış olan Sir Tarduşlar,
onların Gobi Çölü'nün güneyine dönüşlerini
kendi gelecekleri için tehlikeli bulmuşlar ve savaşa hazırlanmışlardı.
Böylece başlayan mücadeleler 647 yılına kadar devam etti.
Çin'den Gobi Çölü'nün güneyine devlet kurmak üzere A-shih-na Ssu-mo'yu
Sir Tarduşlar bozguna uğratarak geri göndermişlerdi.
Ama daha sonra Çinlilerle aralarında başlayan mücadeleler uzun sürdü.
Kaganları Bilge ölünce
oğulları ve diğer devlet adamları arasında çıkan anlaşmazlıklar sebebiyle zayıf düştüler.
Kısa süre içinde Çinlilere mağlup oldular.
Kendilerini kurtarabilenler Altayların kuzeyi istikametinde ilerlerken,
çoğu perişan vaziyette etrafa dağıldılar.

648 yılında Altay dağlarının kuzeyinde bağımsızlığını ilan eden Ch'e-pi Kagan,
Karluk ve Kırgız gibi boyları kendine bağlamayı başarmıştı.
Ancak, Çinliler onun daha fazla büyümesine müsaade etmediler
ve iki yıl içinde kendi taraflarına çektikleri Karluk,
Uygur ve benzeri boyları Ch'e-pi Kagan'ın üzerine saldırtarak gücünü bertaraf ettiler.
650 yılına gelindiğinde Doğu Gök-Türk ülkesinde
artık kendilerinin karşısında mühim bir kuvvet göremeyen Çinliler,
edindikleri tecrübeler neticesi yeni bir politikayı uygulama safhasına koydular.
Bu Doğu Gök-Türk ülkesini baştan başa Çin askeri valiliklerine ayırarak idare etmek idi.
Önce iki büyük genel askeri valilik tesis ettiler.
Gobi Çölü'nün güneyindekine Gök-Türk hanedanından gelen beyler
ve daha önce gidip Çin'e sığınmış olan ahali yerleştirildi.
Kuzeydeki ise Altay dağlarının doğu ucundan Moğolistan'ın doğusuna kadar uzanıyordu.
Bu genel askeri valilikte her bir boya askeri garnizonluk verildiği gibi
boy reislerine de Çin unvanları takdim edilerek birer Çin idarecisi yapıldılar.
Hepsi T'ang imparaoru adına bulundukları mevkileri yöneteceklerdi.
Doğu Gök-Türk ülkesinde söz konusu idare sistemi yirmi dokuz yıl gibi
bir zaman zarfı için başarılı oldu.
Çin tarihinde çok ender görünen bir hadise meydana gelmiş,
bu kadar uzun bir süre Çinliler, kuzeyin derinliklerine hakim olmuşlar
ve bu taraftan kendileri üzerine akın yapılmamıştı.

679 yılında Çin esaretine karşı ilk isyan
güneydeki büyük genel askeri valilik toprakları içinde çıktı ve gelişti.
A-shih-te Feng-chih ve A-shih-te Wen-fu isimli iki lider
Gök-Türk hanedanından gelen A-shih-na Ni-shu-fu'yu kendilerine reis seçmişlerdi.
İlk ayaklanma başlar başlamaz,
bu askeri valiliğie dahil yirmi dört eyaletten hemen katılmalar olmuş
ve çok geniş bir alana yayılmıştı.
Dolayısıyla uzun süreden beri planlanan
organize bir hareket olduğu kolayca anlaşılmaktadır.
İlk iki bağımsızlık teşebbüsü kendi az kuvvetlerine karşı üzerlerine gönderilen
üç yüz binden fazla sayıdaki Çin ordularına galip gelmesine rağmen
çevrilen entrika ve hilelere yenik düştüler.
Ayaklanma liderleri hayatlarının bağışlanacağını söylenerek
teslim olmaya ikna edildiler ise de Çinliler verdikleri sözde durmayıp onları idam ettiler.
Ancak, kendisini Çin baskısından kurtarmayı başaran A-shih-na Kutlug,
Çogay-kuzı (Ts'un-ts'ai dağına) adlı mevkiye kaçabildi.
Burada Dokuz-Oğuzlara yaptığı yağmalarla kuvvetlendi ve Karakum'u başkent yaparak,
II. Gök-Türk Devleti'ni kurdu.

T'ung Yabgu Kagan'ın, amcası Bagatur tarafından öldürülmesi neticesi
Batı Gök-Türk ülkesinde birlik bozulmuş,
hanedandan gelen beylerin çoğu kendi kaganlıklarını ilan etmişti.
Ancak, hiçbiri diğerlerine üstünlük sağlayarak devlete hakim olamadı.
Bazı beyler Çin'deki T'ang hanedanı imparatorluğuna elçi gönderiyorlar
ve onunla yakınlaşmak için Çin prensesiyle evlenmek isteğini belirterek,
onun hakimiyetini kabul edeceklerini bildiriyorlardı.
Fakat, imparator T'ai-tsung hiçbirine olumlu cevap vermedi.
Batı Gök-Türk ülkesindeki karışıklık Çinlileri korkutuyordu.

635 yılından sonra Batı Gök-Türk ülkesinde yeni bir boy teşkilatlanması gerçekleşti.
Işbara Kagan ülkesini on boya böldü.
Her bir boyu idare eden reise birer ok verilerek,
On Ok veya diğer adıyla On Şad boy organizasyonu oluştu.
Sonra sağ ve sol olmak üzere ikiye ayrılan bu yeni boy birliğinin birincisi
yani sağ taraftakinin adına Nu-Shih-pi.
Sui-ye (Tokmak)'nin batısında oturacaklardı.
İkincisinin adı Tuo-lu idi ve Sui-ye'nin (Tokmak) doğusunda ikamet edeceklerdi.
Bu yeni teşkilatlanmaya rağmen Batı Gök-Türk ülkesinde karışıklıklar durmadı.

Gök-Türk beyleri arasında üstünlük mücadelesi kıyasıya sürerken 649 yılında
Doğu Gök-Türk ülkesinde hakimiyetlerini tam anlamıyla tesis eden Çinliler,
Batı Gök-Türk ülkesine ve Türkistan'daki şehir devletçiklerine göz dikmişlerdi.
Bazı Gök-Türk beylerinin kendilerine elçi göndererek bir Çinli prensesle
evlenme teklifinde bulunmasını fırsat bilerek faaliyete giriştiler.
İlk önce Kuca, Hoten, Aksu, Kaşgar,
Ts'ung-ling ve Chü-chü-po gibi bölgeleri teker teker işgal edip
T'ang İmparatorluğu topraklarına kattılar.
Çin adına buraları işgal eden ordunun başında Gök-Türk hanedanından gelip
T'ang İmparatorluğu hizmetine giren beyler vardı.

Daha sonra A-shih-na Ho-lu adlı kaganın
uzun mücadelesi muvaffakiyetsizlikle sonuçlanınca
658 yılında Batı Gök-Türk ülkesi Çin'in hakimiyeti altına girdi.
Bugünkü Doğu Türkistan ve Batı Türkistan toprakları üzerinde
dört büyük askeri garnizonluk tesis eden Çinliler kontrollerini sağlamlaştırmışlardı.
Ancak, Tibet'ilerin Doğu Türkistan'a ve Çin'in doğusuna yaptıkları hücumlarla
onların bu bölgedeki hakimiyetlerini zayıflattılar.
Bununla birlikte T'ang İmparatorluğu'nun Batı Gök-Türk üzerindeki etkisi
bazen sembolik de olsa uzun süre devam etmiştir.

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 2 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 315-317, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl