Tardu- Yang Su Savaşı

b- Tardu- Yang Su Savaşı

Yang Su'nun başkumandanlığı altında kalabalık bir Çin Ordusu
Tardu'yla savaşmak üzere yola çıktı.
Tou-lan-Tardu ittifakında Batı Gök-Türk kaganı olmasına rağmen,
Tardu'nun ön planda olduğu görülmektedir.
Yang Su, Tardu'nun akınlarını ilk anda durdurduğu için
Çin imparatorundan iki bin top ipek ve yüz chin sarı altın mükafat aldı.
Bu orduda bulunan bütün kumandanlar,
Gök-Türklerin aniden kaçıp giden süvarileri için bir plan yaptı.
Bu plana göre savaş arabaları ve süvariler birlikte hareket edecekti.
Neticede geyik boynuzu gibi düzenlenen savaş arabalarının ortasında
süvariler yer aldı.
Kaynakların ifadesi ile geyik boynuzu gibi oldular.
Çin ordusunun başkumandanı Yang Su, bundan tatmin olmamıştı.
Bu savaşın zor bir yola benzediğini, ayakla yürüyerek kazanılamayacağını ileri sürdü.
Diğer kumandanlar da buna katıldılar ve bütün orduyu süvari şeklinde hazırladılar.
Çin ordusunun bu şekilde düzenlendiğini duyan Tardu, çok memnun oldu.
Sevincinden atından inip, eğilerek göğü selamladı;
''Bu bana Tanrı'nın bir lutfu'' dedi.
Yüz binden fazla hafif süvariyle onların karşısına çıktı.
Gök-Türk ordusunun vaziyetini yakından takip eden
Çinli kumandanlardan Chou Lou-hou, başkumandanına
''Tardu'nun ordusunun hazırlıklarını henüz tamamlamadığını [309],
bunu fırsat bilerek hemen savaşın başlatılmasını'' ileri sürdü.
Onun bu teklifi derhal kabul edilip, Çinli süvariler hücuma geçti.
Onları Yang Su takip etti.
Beklenmedik bir saldırıya maruz kalan Tardu'nun ordusu ağır bir yenilgiye uğradı.
Savaş alanında ağır yaralanan Tardu, kaçmayı başardı.
Çarpışmalarda ölenlerin sayısı sayılmayacak kadar çoktu.
Arta kalan Gök-Türkler büyük üzüntü içinde savaş meydanını terk etti [310].
Ağustos ayında Tou-lan üzerine sürpriz bir hücum yapan Kao Kung,
Pai-tao mıntıkası tarafından Gobi Çölü'nün kuzeyine çıkarak,
yeni savaşlar yapmak istiyorduysa da Çin sarayında bazı vezirlerin
onun aleyhinde imparatora konuşmaları üzerine ülkesine geri döndü [311].

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 68, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl