Tardu'nun Batı Alemiyle Münasebetleri

1- Tardu'nun Batı Alemiyle Münasebetleri

Batı Gök-Türk devleti doğudan ayrılarak bağımsızlığını sürdürürken,
kendisinin batısında olan iki büyük devletle de mücadeleye devam ediyordu.
Daha önce Kerç (Bosforos) kalesinin zaptedilmesinin ardından (576), beş yıl sonra
Bizans'ın elinde bulunan Kersonesos kalesi surları önünde görünmüşlerdi [517].
Bu sıralarda bir başka Gök-Türk ordusu Derbend'i kuşattı [518].

Batı Türkistan sahasında meskun Soğdluların hemen bütün krallıkları
Tardu'nun hakimiyetine girmişti.
591 yılında Kao-ch'ang'ın dört kalesi yıkılmış,
buranın halkından iki bin kişi Çin'e sığınmıştı.
Geride kalan kralın eşlerinden en büyüğü Batı Gök-Türk kaganının kızı idi.
Prens Po-ya, Kao-ch'ang kralı oldu.
Bunun üzerine Gök-Türkler, ondan kendi geleneklerine uygun olarak (leviratus),
Türk asıllı üvey anne ile evlenmesini istediler.
Po-ya önce kabul etmek istemeyip, direndi ise de Gök-Türkler tarafından kuşatılınca
karşı koyamadı ve üvey annesi ile evlendi [519].
Daha sonra Töles boylarına vassal olarak bağlanan
Po-ya'nın yanında Töles boylarından
devlet adamı sürekli önemli bir veziri olarak bulunurdu.
Soğdlu tüccarlar buralardan geçtiklerinde Töleslere vergi verirlerdi.
Bir ara Kao-ch'ang kralı tamamen kültürünü değiştirip, Çinlileşmek istemiş;
ancak Töleslerden korktuğu için buna teşebbüs edememişti [520].

Semerkand (K'ang-kuo) kralı da Tardu'nun kızıyla evlenmiş
ve onun tabiyetine girmişti [521].
Su-le (Kaşgar) ülkesi her yaz Batı Gök-Türklerine yetişdirdikleri tarım ürünlerinden
ve zengin madenlerinden vergi sunardı [522].
İ-ta ülkesine Batı Gök-Türkleri,
Chie (Ch'i)-ch'iang isimli birini onları idare etmek için gönderdiler [523].

Soğdlularla meskun bu bölgeler tamamen Batı Gök-Türk hakimiyetine girerken,
Sasaniler üzerine de hücumlar yapılmıştı.
588-589 yıllarında Gök-Türk orduları Baktriya ve Toharistan'ı işgal etmişler,
Herat'a ulaşmışlardı.
Bagdis civarı dahi Gök-Türklerin eline geçti [524].
Bu sırada İran'da Sasani imparatorluğu tahtında Anuşirvan'ın,
İstemi Yabgu'nun kızı Fakim'den doğma Türkzade lakaplı Hürmüz hüküm sürüyordu.
Fiziki görüntü olarak Türklere benzediği için Türk oğlu (Türkzade),
lakabıyla meşhur olmuştu [525].
Hürmüz'ün oğlu Hüsrev Perviz'in hükümdarlığı zamanında
Batı Gök-Türk askerlerinin Sasanilerin iç mücadelelerine karıştığı görülmektedir.
Özellikle Perviz ile Behram Çupin arasındaki savaşlarda
büyük rol oynayan Türk askerleri,
Behram Çupin'in zafer kazanmasını sağlamışlardı.
Nehravan nehri kenarındaki çarpışmalarda Perviz'e karşı
Behram Çupin'in yanında yer almışlardı [526].
Aslında Anuşirvan zamanında, Sasani orduları, Yemen'i fethederken (520)
kumandan Vahriz'in idaresinde Türk askerleri bulunuyordu [527].
Daha sonra Behram Çupin,
yine mağlup olmuş ve Tardu Kagan'a sığınmıştır.

Bu sıralarda Toharistan, Kunduz, Belh gibi ülkeler de
Batı Gök-Türkleri tarafından fethedilmiş, Tardu'nun oğlu bir tegin
bu bölgeye idareci olarak gönderilmişti [528].
Aynı Tardu, 598 yılında Bizans imparatoru Mauriakus'a yazdığı bir mektupta,
kendisini yedi ırkın hakimi, yedi iklimin efendisi olarak nitelemiştir.

Batı aleminde gayet iyi başarılar elde eden Tardu, 599 yılından sonra
Doğu Gök-Türk devletinin iç işlerine karışmış ve yukarıda gördüğümüz gibi,
Tou-lan'la işbirliği yapmış onun ölümü üzerine kendini Pu-chia unvanıyla
bütün Gök-Türklerin kaganı ilan etmişti.
Fakat, Tou-lan gibi o da Çin entrika ve hilelerinden kurtulamadı.
Töles boyları isyanı neticesinde ordusu dağılınca, kendisi T'u-yü-hunlara sığındı.
Bundan sonra onun akıbeti hakkında hiçbir malumata tesadüf edilememektedir.
Dolayısıyla 603 yılını onun sonu olarak kabul etmek uygun olur.
Tardu'nun, Doğu Gök-Türk devleti içinde yaptığı mücadeleleri yukarıda anlattığımız için
burada tekrar anlatmaya lüzum görmedik.

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 106-107, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl