Tou-lan Kagan Devri (588-600)

3- Tou-lan Kagan Devri (588-600)

Baga Kagan'ın beklenmedik ölümünden sonra
devlet adamları yabguluk vazifesini ifa eden Işbara'nın oğlu
Yung-yü-lü'yü tahta geçirdiler.
Tahta çıktıktan sonra unvanı Hsie-chia-ch'i-to-na- tou-lan Kagan oldu [280].
O da Çin ile münasebetlerini iyi derecede tutmak için
saraylarına elçi gönderdi.
Kendisine üç bin top mal sunuldu.
Her yaz sonunda devamlı Çin'e elçi göndererek vergi sunuyordu.
Gök-Türk devletinin kuruluşundan itibaren
ilk defa böyle bir olay vuku bulmuştu.
552 yılından hemen sonra Çin'i baskı altına alan Gök-Türkler,
585'te Çin siyasi üstünlüğünü kabul etmişlerdi.
Baga Kagan devrinde de durum aynen devam etmiş,
nihayet Doğu Gök-Türk devleti Çin'e yıllık vergiye bağlanmıştı [281].

589 yılında Çin'de önemli bir hadise meydana geldi,
Han hanedanının (m.ö. 206-m.s. 25-220) yıkılışından yaklaşık 360 yıl sonra
Çin siyasi olarak birleştirildi.
Bunu da Gök-Türklerin en büyük rakibi ve komşusu
Sui hanedanı gerçekleştirdi.
Güneydeki Ch'en devleti,
bu hanedan tarafından ortadan kaldırıldı.
Neticede bir birlik haline gelen bütün Çin ülkesine
Sui hanedanı tamamen hakim oluyordu [282].
Bu savaşlar sırasında Sui hanedanının bazı devlet adamları
Gök-Türk ordusundan faydalanmayı teklif etmişlerdi.
Fakat, İmparator Wen,
Gök-Türklerin Çin'in güneyindeki dağları dereleri
bilmediğini ileri sürerek kabul etmedi [283].
Kendi devleti menfaatleri açısından çok faydalı olan bu teklife karşı çıkmasını,
Gök-Türklerin yağma yapacağı endişesi taşımasına bağlıyoruz.

Çin tesirine girmiş olan Doğu Gök-Türk devleti hakkında
589 ve takip eden yıllarda fazla bilgi bulunmamaktadır.
Bu bir bakıma pasife olmuş,
Tou-lan Kagan'ın Çin'e karşı herhangi bir teşebbüse geçmediğini göstermektedir.
Sadece 591 yılının nisan ayında Çin'e elçi göndererek
yedi adet kıymetli kase sunmuş idi.
Tou-lan iki ay sonra haziranda bir tegini elçi olarak Çin'e gönderdi [284].
Ertesi yıl bir elçi daha gönderdi [285].

Çin'de Ch'en hanedanının yıkılıp,
hakimiyetin tamamen Suilere geçmesiyle birlikte,
bazı muhalifler kaçıp Gök-Türklere giderek Ta-i prensesin yanına sığındılar [286].
Aslen Chou hanedanınından gelen ve nihayet
Tou-lan Kagan'la da evlenmiş olan Ta-i,
eski adıyla Ch'ien-chin prenses,
kendisinin mensup olduğu Yü Wen ailesini araştırıp
ve Sui hanedanı aleyhine gizli faaliyetlerde bulunuyordu.
Ancak Sui imparatoru bunu duydu
ve Gök-Türklere gönderdiği hediyelerin miktarını azalttı.
Diğer taraftan Çin'den bazı bölgelerin dükleri de (P'eng dükü Liu Ch'ang vb.)
Chou asıllı bu prensesi desteklemeye başladı.
Başka bir muhalif Yang Ch'in de, Sui ordularına mağlup olarak,
Gök-Türklere sığınmak zorunda kaldı.
Bu şahıs özellikle Liu Ch'ang'ı tahrik ederek
Sui hanedanına karşı harekete geçirmek istiyordu [287].
Neticede Doğu Gök-Türk devleti topraklarında
Sui hanedanı aleyhine bir ittifak kuruldu.
Bu muhaliflerin başına da Tou-lan'ın hatunu Ta-i prenses geçmişti.

Doğu Gök-Türk devleti tarihi açısından gelişen bu hadiselerin
ayrı bir önemi vardır.
Bu önem ''Tou-lan'ın da onların fikrine katılması,
neticede Çin'e yolladığı yıllık vergiyi kesmesi
ve onun sınırlarına birçok defa saldırıda bulunmasıdır'' [288].
585 yılında Çin'in üstünlüğünü tanıyan Doğu Gök-Türk devleti
daha sonra iyice pasifize olmuş,
yıllık vergiye dahi bağlanmıştı.
Ancak, bu durumu fazla sürdürmeyen Tou-lan, bu olayı fırsat bilerek,
önce vergiyi kestiği gibi Çin'e akınlara dahi başladı.

Gök-Türklerle olan ilişkilerinde
vaziyetin Sui aleyhine dönmesi üzerine,
imparator Wen, harekete geçerek Ch'ang Sun-sheng'ı
casusluk yapmak üzere tekrar Gök-Türk ülkesine yolladı.
Bu casus Ötüken'e vardığında eskiden gördüğü ilgiyi göremedi.
Kagan'ın hatunu Ta-i prenses,
ona kötü sözler söyleyip hakaret etti.
Kendisine destek arama çalışmalarını devam ettiren prenses,
o sırada Doğu Gök-Türk merkezinde bulunan Soğdlu An-Sui-chia'yı
Yang Ch'in ile işbirliğini geliştirmek için kullanıyordu.
Bu şekilde ortak planlar yaparak Tou-lan'ı etkiliyorlardı.
Bununla birlikte A-po'nun neslinden gelen
Ni-li Tegin ile de irtibat kurmuş, onu da kendi tarafına çekmişti.

Durumu iyice tetkik eden casus Ch'ang Sun-sheng,
Sui imparatorluğu merkezine geri dönerek,
gördüklerini ve duyduklarını imparatora rapor etti.
İmparator Wen,
bu sefer Ch'ang Sun-sheng'ı elçi sıfatıyla Tou-lan Kagan'a gönderdi.
Elçi durumu kagana açıklayacak ve de onu etkileyecek idi.
Ancak, Tou-lan,
Ch'ang Sun-sheng ile hiç ilgilenmeyerek,
''Biz misafirleri ülkemizde renklerine bakmadan değerlendiririz'' dedi
ve hiç yüzüne bakmayarak, muhatap olmadı.

Tou-lan Kagan'dan hiç yüz bulamayan,
Çinli casus-elçi çarayi Gök-Türk devleti meclisi üyelerinden
(Toygun, ta-kuan) birine rüşvet vermekte buldu.
Rüşveti alan Toygun gece toplantı halinde prenses ve müttefiklerini yakalayıp,
Tou-lan'a gösterdi.
Dolayısıyla prensesin çevirdiği bütün gizli işler açığa çıkınca,
diğer devlet adamlarını hapse attırdı.
Bunu ortaya çıkardığı için Ch'ang Sun-sheng'a mükafatlar verdi.
Bu sayede düştüğü zor durumdan kendini kurtarmak istiyordu.
Yang Ch'in de tutuklanmıştı.
Tou-lan, ayrıca imparator Wen'a balık tutkalı
ve su kestanesi renginde bez gönderdi [289].

Elçi dönüşünde faaliyetinden çok memnun kalan imparator tarafından
üç makam daha terfi ettirilmek suretiyle ödüllendirildi.
Tekrar Tou-lan Kagan'a
Ta-i prensesin unvanının kaldırıldığını bildirmek
ve prensesin öldürülmesi için gönderildi.
Tou-lan Kagan'ın kızmasını önlemek maksadıyla ise dört güzel cariye,
düklerden Niu Hung ile yola çıkarılmıştı [290].
Bu arada saray içi bakanlarından P'ei Chü,
söz konusu prensesin Tou-lan Kagan'a öldürtülmesini teklif etmişti [291].

Doğu Gök-Türk ülkesinde Sui hanedanı aleyhine gelişen
bu tehlike ortadan kalktığı sıralarda,
ülke içinde başka hadiseler de cereyan ediyordu.
Tou-lan Kagan'ın kardeşi olup
gittikçe kuvvetlenen Ch'in-yü Şad, bir tehlike durumuna gelmişti.
Onun aleyhine güçlenmesinden endişelenen Tou-lan,
üzerine yürüyüp, yaptığı savaşta kardeşini öldürdü.
Aynı yıl annesinin kardeşi Ju-tan Tegin'i gönderip
Hoten'in yeşim taşlı asalarından sundu.
Çin'e geldikten sonra bu tegine K'ang-kuo düklüğü
ve de Shang-chu-kuo unvanı verildi.
Bunu takip eden yılda da Gök-Türklere mensup
boyların büyük adamları beraberce elçi göndererek,
Çin'e on bin baş at, yirmi bin koyun,
beş yüz deve ve beş yüz baş sığır sundular.
Bunu takiben bir elçi daha teklif ettiler.
Sui imparatoru Wen,
onların isteklerini kabul ettiğini bildiren bir ferman yayınladı [292].
Bu sayede Gök-Türk devletinin kuruluşundan beri
A-shih-na soyuna mensup olmayan diğer boylar
ilk defa Çin ile siyasi temas kuruyorlardı.
Bu durum ileride Çin'in çok işine yarayacak
ve bu boyları kullanarak avantajlar elde edecektir.
593 yılında yukarıda belirtiğimiz hadiseler meydana gelirken,
Doğu Gök-Türk devletini tekrar
felakete sürükleyecek bir başka olay oluyordu.
T'u-li Kagan unvanını almış olan Baga Kagan'ın oğlu Jan-kan
kuzey taraflarda yani Baykal Gölü'nün civarında
hüküm sürdürüyordu.
Çin'e elçi göndermiş
ve siyasi münasebet tesis etmek arzusu taşıdığını bildirmişti.
Bu şekilde müstakil olduğunu ispat etmeye uğraşıyordu.
Çin'den bir isteği daha vardı;
o da evlilik yoluyla müttefik olmak idi [293].

Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan
bu yeni durumdan Çinliler yine kurnaz bir şekilde faydalanmak istediler.
İleri gelen Sui devlet adamlarından P'ei Chü,
imparatorundan aldığı emirler uyarınca T'u-li'nin elçisine
''eğer Ta-i prensesi öldürürse evlilik işinin gerçekleşeceğini'' söyledi.
bunu haber alan T'u-li,
Tou-lan Kagan aleyhinde muhteviyatını öğrenemediğimiz iftiralar attı.
Hatta onu suçladı.
Neticede çok kızan Tou-lan, Ta-i prensesi çadırında öldürttü.
Arkasından Çin'e elçi göndererek,
yeni bir prensesle evlenmek istediğini bildirdi.
Tou-lan Kagan'ın teklifi Çin sarayında müzakere edilirken,
devreye giren Ch'ang Sun-sheng fikirlerini sıraladı.
Onun müşahadesine göre,
Tou-lan güvenilir değildi ve tekrar Çin'e karşı harekete geçebilirdi.
Tardu ile de arasında anlaşmazlık olduğunu,
onun devletini de kendisine bağlamak niyetini taşıdığını,
Çin ile evlilik yoluyla müttefik olsa bile,
sonuçta yine saldıracağını'' belirtip,
prensesle evlenirse Sui ile yakınlaşıp güçleneceğini,
Tardu ve T'u-li'nin onun gücünü kabul etmek zorunda kalacağını
bu sebeple güçlenip Çin'i istila edeceğini
diğer taraftan T'u-li'nin saygılı olduğunu,
hem daha önce evlilik işi için müracaat ettiğini,
ayrıca kolayca güneye çekilip etki altına alınabileceğini
ve Tou-lan'ın yaratacağı tehlikelere karşı kullanabileceğini,
icabında Çin'i dahi savunacağını'' söyleyerek vaziyeti izah etti.
İmparator Wen,
onun bu planından ve açıklamalarından pek memnun oldu.
Onu T'u-li'ye elçi olarak gönderdiği gibi
prenses Shang'ın da yollanmasını kabul etti [294].

Tou-lan Kagan eski büyük Gök-Türk devletini yeniden kurmak gayesi taşıyordu.
Buna engel olan kuvvet de Batı Gök-Türk kaganı Tardu idi.
582 yılından beri müstakil olarak kağanlığını sürdüren Tardu
bunda epey başarılı idi.
Tou-lan ve Tardu aralarında defalarca savaştılar.
Bu çarpışmalar sona ermeyince devreye giren Sui imparatoru
her ikisi arasında mahiyeti bilinemeyen bir anlaşma yaptırdı [295].
Daha sonra iki kagan da askerleriyle kendi bölgelerine döndü.

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 61-64, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl