T'u-li Kagan

2- T'u-li Kagan'ın Faaliyetleri

Asıl adı kaynaklarda Shen-po-pi şeklinde bildirilen T'u-li,
Shih-pi Kagan'ın esas kadınından (birinci hatunundan) doğan oğludur.
Dolayısıyla İl Kagan onun amcası idi.
Henüz yaşı küçük iken 610 yılında babası tarafından Ni-pu Şad unvanına kavuşturulmuş
devletin doğusundaki orduların idaresine gönderilmişti [16].
621 yılında İl Kagan tahta çıktığında ülkesinde yeni bir idari düzenleme yoluna gitti.
Buna göre kendisinin küçüğü kardeşini Sir Tarduş Şad'ı tayin ederken,
Börü (Pu-li) Şad'ı Moğol Hsi boyuna, T'ung Tegin'i de Hu (Soğd asıllı) boyuna,
Hu Tegin'i ise Hu-hsie boyuna idareci yapmıştı [17].
Bu yeni idari değişiklik ile T'u-li Kagan unvanını alan Shen-po-pi,
yukarıda adı geçen diğer beylerin amiri olmuş,
Çin'e sığınıncaya kadar bu unvanı taşımıştır.
Şad unvanını taşıdığı sırada Çin'deki Sui hanedanı (581-617) prenseslerinden
Huai-nan ile evlenmişti.
Bu evlenme ile ilgili kaynaklarda teferruatlı bilgi bulunmaktadır.
Sui hanedanının evlilik yolu ile Shih-pi Kagan'ın bu gözde oğluyla ileriye yönelik
münasebet kurmak teşebbüsleri bulunduğu tahmin edilebilir.

Otağını You-chou'nun kuzeyinde tesis eden T'u-li Kagan,
ondan fazla Moğol boyunu idare etmeye başlamıştı.
Onun idaresi Moğol boyları tarafından hoş karşılanmıyordu.
Bunun sebebi vergileri aşırı derecede artırması idi [18].
Vergilerin ağır oluşu sebebiyle T'u-li'ye baş kaldıran boyların Moğol olanları
(Hsi, K'u-mo-hsi, Mo-he vb.) [19] Çin ile temas kurarken (627 yılı)
Sir Tarduşlar da Doğu Gök-Türk Devleti'ne karşı isyan ettiler.
Türk boylarının çoğu adı geçen bu kuvvetli boyun etrafında toplanmaya başladı.
T'u-li, Moğol boyları Çin'e bağlanınca
kendisine bağlı halkın büyük bir kısmını kaybetmiş oluyordu.
Bu durum devletin kaganı amcasının çok büyük tepkisine yol açtı.
Onu isyan eden Sir Tarduşları tekrar devlete bağlamakla görevlendirdi.
Fakat, T'u-li bu isyanı bastırmakta da başarılı netice alamadı.
Ağır bir yenilgiye uğradığı gibi iki bin beş yüz kişilik bir birliğini tamamen kaybetti.
Ayrıca, kendisine bağlı halkın da dağılmasına yol açtı.
Bunun arkasından T'u-li'yi kamçılatan İl Kagan hapse de attı.
Aradan uzun zaman geçtikten sonra affederek serbest bıraktı.

Bu hadiseden sonra İl Kagan'ın hükümdar olduğu Doğu Gök-Türk Devleti
tam bir karışıklık içine düşmüştü.
O, yine T'u-li'den asker istemiş,
T'u-li göndermeyince üzerine yürümüş ve karşılıklı savaşmışlardı.
Doğu Gök-Türk ülkesindeki bu iç savaştan faydalanmayı planlayan
T'ang hanedanı T'ai tsung,
ülkesinde gözden düşen başarısız T'u-li'ye Çin sarayına gelmeyi teklif etti.
625 yılında önce İl Kagan'ın bir Çin seferi sırasında ondan habersiz T'u-li,
daha o zaman veliaht olan imparator T'ai-tsung'la karşılıklı yeminleşip
kardeşlik anlaşması yapmıştı.
Hatta daha sonra bunu duyan İl Kagan yeğenine bu hareketinden dolayı çok gücenmiş,
fakat herhangi bir ceza vermemişti.
Bu yakınlığın daha sonraki devamını T'ai-tsung
yine menfaatleri uğruna kullanmaya teşebbüs etti.
T'u-li de Çin'e gitmek arzusu taşıyordu.
Çünkü, kendisini ancak bu şekilde İl Kagan'ın gazabından kurtarabilirdi.

T'u-li'nin söz konusu teklifi, T'ai-tsung tarafından müsbet karşılandı.
Onun Çin'e gelişi Gök-Türklerin yıkılışı olarak yorumlanmıştı.
İmparator etrafındakilere Gök-Türklerin artık yıkılışa doğru gittiklerini,
T'u-li'nin kendisini koruyamadığı için Çin'e geldiğini şimdi kuzey yabancılarının
(Doğu Gök-Türkleri) hükümdarının ülkesini iyi idare edemediğini,
bunun Çin için faydalı olduğunu, fakat, kendisinin hala korktuğunu,
yabancıların zayıf olmasının her zaman Çin'in lehine pozisyon yarattığını söyledi.
Bu arada Tu Ju-hui isimli devlet adamı Gök-Türklere
güvenilmeyeceğini daha önce de Çin'e gelip problem çıkardıklarını
şimdi anlaştılar ise gelecekte isyan edebileceklerini belirtti.
Onun fikrini uygun bulan imparator,
Chou Fan'a T'ai-yü-an'de gelişebilecek herhangi bir tehlikeli duruma karşı
hazırlanmasını emretti.

T'u-li, Çin başkentine vardığında kendisine fevkalade güzel bir karşılama töreni yapıldı.
Derin hürmet gösterildiği gibi en güzel Çin yiyeceklerinden sunuldu.
Son bir iki senedir Gök-Türk ülkesinde kıtlık olması sebebiyle sunulan yiyecekler
T'u-li ve yanındakiler tarafından memnuniyetle karşılanmış olmalıdır.
630 yılında Sağ muhafız büyük generalliği unvanı ile
Pei-p'ing bölgesi prensliği tevcih edildi. İdare edeceği bu bölgede
yedi yüz hanedan meydana gelen bir tımara sahip olacaktır [20].
Onunla birlikte gelen ahali bugün Ho-pei'de Sun-i şehrinde bulunan
Shun ve bugünkü Ning-hsia'daki Yin-ch'üan'da bulunan You gibi eyaledere
yerleştirilirken boyların şefleri kuzeye, Çin topraklarının dışına gönderildi.
Kabile reislerinin herhangi bir isyan teşebbüsünde bulunmamaları
böylece engellenmiş oluyordu.

İmparator T'ai-tsung, T'u-li'ye adı geçen Çin unvanlarını vermeden önce
ona bir ferman göndererek, onun kendilerinin dostu olduğu,
uzak görüşlü bir devlet adamı vasıfları taşıdığını bildirdi.
Bu fermanda T'u-li'nin eskiden beri Çin kültürüne hayranlık duyduğu,
ülkesi karışınca T'ang hanedanına bağlandığı ve benzeri nitelikleri vurgulanmış;
bundan dolayı verilen unvanlara layık olduğu açıklanmıştır.
Daha sonra ona askeri vali anlamına gelen tu-tu unvanı tevcih edildi.
T'ang hanedanının imparatoru daha önceki Suai hanedanı zamanında Ch'i-min'in kagan
ilan edilişini hatırlıyor, özellikle eski gücüne kavuşmaması
Gök-Türklerin yeniden bağımsızlıklarını kazanmalarının engellenmesinin sağlanması
ve Çin'in emniyette olması için T'u-li'ye şu sebebi göstererek açıklıyordu:

Dedesi Ch'i-min perişan olup, Sui hanedanı sarayına sığınmış,
bütün asker ve atlarını kaybetmişti.
Sui hanedanı ona destek olmuş, eski gücüne kavuşturmuştu.
Karşılığında Ch'i-min, Çin'e daima minnettar kalmıştı.
Fakat, onun oğlu yani T'u-li'nin babası Shih-pi,
Sui hanedanına üstünlük kurmuş ve ona büyük zarar vermişti.
Hatta 615 yılında Çin imparatoru Yang'ı Yenmen Kalesi'nde kuşatmıştı.
Kısacası, Çin'in düşmanı olmuştu.
T'u-li ise fakir ve zayıf bir halde Çin'e gitmişti.
Bu yüzden Shih-pi gibi Çin'e zarar vermemesi için kagan olmamalı idi.
Bu şekilde Çin'e bağlılığı uzun zaman sürerdi.
T'u-li kendisine emir şeklinde ulaştırılan bu haberi başını eğerek dinledi,
sonra Çin sarayına giderek imparatoru ziyaret etti.
631 yılının sonunda kış mevsiminde Ping eyaletinde bulunduğu sırada
yirmi dokuz yaşında iken öldü [21].
Onun ölümü imparatoru üzmüştü;
yas ilan etti ve Wen Pen'a onun mezarına kitabe yazmasını emretti.
Onun ölmeden önce bulunduğu makamına oğlu Ho-lo-hu tayin edildi [22].

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 2 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 234-236, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl