T'u-li'nin Çin'de Kagan Olması

4- T'u-li'nin Çin'de Kagan Olması

Tardu'nun Yang su, Tou-lan'ın Kao Kung tarafından mağlup edilmesinden sonra
Çin'e sığınmış olan T'u-li'nin prestiji arttı.
Artık bir anlamda meydan ona kaldığı için Çinliler tarafından kagan ilan edildi.
Kagan ilan edildikten sonra
Çince fikri sağlam güvenilir anlamına gelen Türkçe
''İ-li-tou Ch'i-min Kagan'' şeklinde kaydedilen unvanı aldı [312].
Bundan sonra T'u-li ölümüne kadar kaynaklarda
Ch'i-min Kagan adıyla zikredilecektir.
Daha sonra Çin'de T'ang hanedanının kurucularından Li Shih-min
''min'' adıyla benzerlik gösterdiği için değiştirilerek
kaynaklara Ch'i-jen Kagan ismiyle yazılmıştır.

Bu arada kargaşaya sürüklenmiş Gök-Türk devletinden bazı boylar
gidip Çin'deki Ch'i-min Kagan'a bağlanmıştı.
Bunların katılmasıyla Ch'i-min'e bağlı olanların sayısı on bine ulaştı [313].
Ch'i-min Kagan'ı gözetmekle memur olan Çinli Ch'ang Sun-sheng,
bu yeni sığınanları emniyetli bir şekilde yerleştirdi.
Gök-Türkler, Çin'e gelmekten memnun olmuşlardı [314].
Bu hadiseler vuku bulurken,
Ch'ang Sun-sheng'ın tahrikiyle, Tou-lan'a bağlı boylar
büyük bir isyana kalkıştılar.
Kan yağmur suyu gibi aktı.
Bunu fırsat bilen Çinlilerin teslim olma teklifi,
yinede Tou-lan tarafından reddedildi [315].

Kendisine yaptığı yardımlardan dolayı
Çin imparatoruna minnettar olan Ch'i-min Kagan,
Çin sarayında yapılan bir nişancılık müsabakasında da bunu gösterdi.
Mükemmel nişancılardan on iki kişi seçilmiş,
kendi aralarında ikiye ayrılmışlardı.
Ch'ang Sun-sheng'la aynı gruba düşmeyen Ch'i-min Kagan,
onunla aynı grubu girmek için imparatordan izin istemişti [316].

Ch'i-min Kagan'a katılanların sayısı on bini geçince Çinliler,
onları kontrol etme endişesi taşımaya başladılar.
İmparator Wen, Ch'ang Sun-sheng'ın emrine elli bin kişi vererek,
Gök-Türklerin ikamet etmesi için Ta-li kalesini yaptırttı.
Shou eyaletinde inşa edilen bu kaleye Ch'i-min
ve ona bağlı olanlar yerleştirildi.
Bu arada Ch'i-min'e daha önce sunulmuş olan An-i prenses öldü.
Evlilik yoluyla akrabalık ilişkisini kesmek istemeyen Çinliler,
hemen İ-ch'eng prensesi gelin olarak ona sundular.
Prensesi götürme vazifesini yine Ch'ang Sun-sheng icra etti [317].
Sürekli Ch'i-min'in yanında kalan
ve onu kontrol altında tutan bu casus elçi,
yine Gök-Türkler hakkında raporlar hazırlayıp, imparatora sunmaya devam ediyordu.
Bu raporların birinde Ch'i-min'e bağlı olanların sayısının hızla arttığını,
kalenin içinde olmalarına rağmen,
halen Tou-lan tarafına gidebileceklerini, sükunet içinde ikamet edemeyeceklerini,
bu sebepten Wu-yüan'e nakledilmelerinin gerektiğini,
bu suretle Sarı nehrin tabii sınır olacağını Hsia ve Sheng eyaletleri arasında
doğudan batıya nehrin geldiğini,
kuzeyden güneye ise dört yüz li uzunluğunda bir kanalın kazılarak,
etrafı çevrelenen alana Gök-Türklerin yerleştirilmelerini,
bölgede kendi sevdikleri meslekleri olan hayvancılıkla uğraştırılmalarını tavsiye etti.
İmparator, onun bu raporunu da uygun bularak kabul etti.

Ch'i-min için bu faaliyetler yapılırken, Sui imparatoru,
Tou-lan ve Tardu'ya karşı bir harekat daha başlattı.
Bu çatışmalarda az sayıda Gök-Türk askeri mağlup edilmiş olmasına rağmen,
kuzey sınırlarında Çinliler daha büyük savunma hazırlıkları almaya devam ediyorlardı.
Piyade ve süvarilerden oluşan Çin orduları Heng-an'da mevzilendi.
Tou-lan yüz bin süvariden mürekkep kuvvetiyle hızla gelip,
bu orduya saldırdı.
Çinli kumandanlardan Han Hung, büyük bir yenilgiye uğradı.
Chao Chung-ch'ing ise kendisine bağlı kuvvetlerle
birkaç bin Gök-Türk askerini öldürdü.
Han Hung, önce kuşatılmış ve ordusunun yarısı öldürüldükten sonra
yine de kurtulmuştu [318].
Bundan sonra Han Hung görevinden alındı.
607 yılında kuzeye doğru teftişe çıkan Çin imparatoru Yang,
bu savaştan arta kalan kemikleri görmüş,
çok üzülmüş ve burada bir Budist tapınağı yapılmasını emretmişti [319].

Bütün bunlar olurken diğer kumandanlardan Yang Su'yu Ling,
Han Seng-shuo'ya da Ch'ing eyaletine savunma için gitme vazifesi verildi.
Shih Wan-sui de Yen [320] eyaletinde mevzilendi.
Büyük general Wei Yao-pien, Ho eyaletine çıktı [321].
Tou-lan Kagan'a saldırmak üzere hazırlanan bu Çin kumandanları
daha sınırlarından çıkmadan Tou-lan,
kendi emrindekiler tarafından öldürüldü (599 yılı sonu 600 başı) [322].
Tou-lan'ın bu şekilde ortadan kaldırılmasından sonra Tardu,
Pu-chia (Bilge?) unvanını alarak,
kendini bütün Gök-Türk devletinin kaganı ilan etti.
Tardu'nun bu teşebbüsü de ülkedeki karışıklığı önleyemedi ve daha da artırdı.
Ch'ang Sun-sheng, yeni bir raporla
Ch'i-min'in Gök-Türk ülkesine geri gönderilmesini,
Gök-Türk ülkesinde boyların dağınık bir halde olduklarını,
Ch'i-min'in oraya gitmesi halinde bütün boyların gelip,
ona bağlanaccağını bildirdi.
İmparatorun izin vermesiyle Ch'i-min kuzeye Gök-Türk ülkesine gitti
ve çok sayıda Türk boyu ona itaat etti.

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 68-70, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl