İl Kagan Devri (621-630)

3- İl Kagan Devri (621-630)

Ch'u-lo Kagan'ın ani ölümü üzerine yukarıda bahsettiğimiz
büyük askeri planın hiç başlamadığı görülmektedir.
Boşalan Doğu Gök-Türk tahtına geçecek olan kaganın seçiminde
Ch'i-min Kagan zamanından beri
Gök-Türk ülkesinde bulunan İ-ch'eng hatun önemli rol oynadı.
Her şeyden önce
Ch'u-lo'nun oğlu Wo-she Şad'ı
zayıf ve çirkin olması sebebiyle tahta geçirtmeyip,
onun yerine Ch'i-min'in en küçük oğlu Bagatur Şad'ı destekledi.
Shih-pi'nin kardeşi olup
devletin doğu kısmını idare eden bu şadın asıl ismi
Tou-pi idi ve Ch'u-lo'nun da kardeşi oluyordu.
Bu şad tahta çıktıktan sonra
İl (Hsie-li veya Chie-li) Kagan unvanını aldı [412].
Arkasından hemen Çin'e elçi gönderip
Ch'u-lo Kagan'ın ölümünü bildirdi [413].
T'ang imparatoru Shih-pi'nin ölümünde yaptığı
bütün yas törenlerini Ch'u-lo için de tekrarladı.

İl Kagan (Chie-li veya Hsie-li) konuyla ilgili
bütün Çin kaynaklarının ittifakla bildirdiği üzere
çok kuvvetli devlet ve ordunun başına geçmişti.
Çin asıllı İ-ch'eng hatunla o da evlendi.
Devletinin gücünden destek alarak başlıca politikası
Çin'i baskı altında tutmak oldu.
Bu esnada Gök-Türkler nezdinde bulunan T'ang hanedanı muhalifi Çinliler,
İl Kgan'a sürekli,
onun babası Ch'i-min'in Sui hanedanı sayesinde tahta çıktığını hatırlatıyor
ve şimdi de o hanedanın veliahtı
Yang Cheng-tao'yu desteklemesi,
bunun için T'ang hanedanını ortadan kaldırması gerektiğini telkin ediyorlardı.
Diğer taraftan T'ang hanedanlığının resmen kuruluşundan
birkaç yıl geçmiş olmasına rağmen Çin'de durum hala karışıktı.
Bundan dolayı Gök-Türklere pek hürmetkar davranan Kao-tsu
verdiği hediye vesair ikramlarla İl Kagan'ın oluşturacağı tehlikeleri
bertaraf etmeye çalışıyordu.
Ancak, Çin'e karşı baskı politikası gütmeye kesin kararlı olan İl Kagan,
onların elçilerine sürekli kibirli davranıyor
ve de aşırı taleplerde bulunuyordu.

621 yılının üçüncü ayında Gök-Türk kuvvetleri Çin'in
Fen-yin bölgesine ve Shih eyaletlerine akınlar yaptılar.
Fakat, Shih eyaletinin askeri valisi olan Wang Chi,
bu hücumların bir kısmını önlemeyi başardı [414].
Aslında bunlar
Gök-Türklerin ufak çapta akınları idi.
Esas büyük akın arkadan geliyordu.
Nisan ayında Çin Seddini geçen İl Kagan'ın hücumları Yen-men'a ulaştı.
Burada Li Ta-en tarafından durduruldular [415].
Az sonra
Ping eyaleti de Gök-Türk alanlarından kurtulamadı.

Ch'u-lo Kagan'ı zehirleterek ölümüne sebebiyet verdirmek suçundan [416]
Gök-Türk merkezinde hapsedilmiş olan Cheng Yüan-shou'yu kurtarmak için
Li Kui adlı bir elçi altın ve ipekli kumaşlarla
İl Kagan'a gönderildi.
Altın ve ipekli kumaşlara rağbet etmeyen Kagan,
Çin elçisinin yerlere kapanarak
kendisini selamlamasını istemiş,
elçi buna yanaşmayınca, onu tutuklamıştı [417].
Diğer elçi sol saray muhafızları başkumandanı unvanlı
büyük general Ch'ang-sun Hsün-te'yı da hapse attı.
Elçilerinin İl Kagan tarafından birbiri ardına tutuklanması üzerine
Çin imparatoru da kendi başkentinde bulunan Gök-Türk elçilerini hapse attı.
Bu sıralarda Çin sınırlarına doğru gelişen
Gök-Türk akınlarının ardı arkası kesilmiyordu.
Beşinci ayda tekrar T'ang imparatorluğu topraklarına giren Gök-Türkler,
Li Shu-liang kumandasındaki beş Çin ordusunu yendiler.
Hatta Li Shu-liang'a savaş sırasında
bir ok saplandı ve bir ay sonra öldü [418].
Aynı yılın sekizinci ayında
Tai eyaletine giren Gök-Türkler,
kendilerine karşı koymaya çalışan Çin harekat orduları başkumandanı
Wang Hsiao-chi'yi bozguna uğrattılar.
Arkasından ilerlemeye devam eden Gök-Türk ordusu
Kuo-hsien kasabasını kuşattı [419],
iki ay süren bu kuşatmadan sonra
istediklerini elde ettikleri anlaşılan Gök-Türkler geri döndü.

Dokuzuncu ay içerisinde Ping,
Liang ve Ling eyaletleri Gök-Türk hücumlarına maruz kaldı.
Ancak Çin orduları
artık savunmada başarılı olmaya başlamıştı [420].
Üstelik Ling eyaleti başkumandanı Yang Shih-tao,
Gök-Türkleri yenmeye muvaffak oldu.
Bu mağlubiyet İl Kagan'ın ordusuna fazla bir şey kaybettirmemiş olmalıdır.
Çünkü on birinci ayda gelişen Gök-Türk akınlarında Heng,
Ting, You ve İ gibi bölgeler tamamen istila edilmişti.
Bu akınlara T'ang hanedanı muhaliflerinden
Kao K'ai-tao da iştirak etmişti [421].

622 senesinde imparator Kao-tsu,
Kagan'a tekrar zengin hediyeler gönderdi
ve bir çinli prensesle evlendirme teklifinde bulundu.
İl Kagan, bu teklifi kabul etti ve Çin imparatorunun arzusu doğrultusunda
hapiste tuttuğu Li Kui,
Cheng Yüan-shou ve Ch'ang-sun Hsün-te'yı serbest bıraktı [422].
On chin miktarında balık tutkalını hediye olarak gönderip,
iki ülke arasının bundan sonra
tutkalla yapıştırılmış gibi yakın olmasını söyledi.
Bunu duyan Kao-tsu da
onun elçileri Je-han Tegin'i, A-shih-na-te'yı
ve diğer Gök-Türkleri ülkelerine geri yolladı [423].

Aynı sıralarda İl Kagan taaruzlarına devam ediyor
ve T'ang muhalifleriyle birlikte [424].
Yen-men'ı muhasara altına alıyordu.
Kuşatma bir ay kadar sürdü ve geri döndüler [425].
Tai eyaleti garnizon kumandanı Li Ta-en,
önce Gök-Türk ülkesinde açlık çıktığından dolayı,
zor durumda kaldıklarını,
dolayısıyla Ma-i şehrinin onlardan geri alınmasının
kolay olacağı gerekçesiyle
imparatora teklifte bulunmuştu.
Kao-tsu da Tu Ku-ch'eng'ı ona yardımcı gönderdi.
Lakin Tu Ku-ch'eng vaktinde buluşması gereken noktaya gidemedi.
Yalnız kalan Li Ta-en,
İl Kagan ve T'ang hanedanı muhalifi Çinli Liu Hei-ta tarafından kuşatıldı,
imparator, bu sefer Li Kao-ch'en'i yardıma gönderdi.
Fakat, yiyeceği tükendiği için
kaleden çıkma teşebbüsünde bulunan Li Ta-en,
Gök-Türkler tarafından öldürüldü [426].
ikinci ayda başlayıp, dördüncü ayda biten
bu hadiselerden sonra Hsin eyaletine giren Gök-Türkler,
büyük general Li Kao-ch'ien tarafından yenilgiye uğratıldılar [427].
Çok geniş bir coğrafyaya yayıldığını anladığımız
İl Kagan'ın akınları durmuyordu.
Altıncı ayda Shan-tung [428] bölgesine akın yapıldı.
Yen bölgesi prensesi Li Í,
Gök-Türkleri durdurmaya çalıştı [429].

Artık T'ang hanedanı kuvvetlenmeye başlamıştı.
Dolayısıyla Gök-Türk akınlarına daha iyi savunma yapma yolunda
önemli adımlar attılar.
622 yılının sekizinci ayında Ping eyaleti
büyük başkumandanı Li Shen-fu,
Fen nehrinin [430] doğusunda bulunan Gök-Türkleri yendi,
iki bin at ele geçirdiği gibi
beş yüz Gök-Türk askeri öldürmüştü [431].
Aynı sıralarda İl Kagan
bizzat kumanda ettiği yüz elli bin kişilik ordusu ile
Yen-men geçidini aşarak, Ping eyaletine akın yaptı.
Burada ordusunu iki bölüme ayırarak,
bir bölümünü Yüan eyaletine gönderdi.
Gök-Türkler, artık Çin'in çok içlerine girmişlerdi.
Çinli kumandanlar,
Gök-Türklerin dönüş yollarını kesme teşebbüsünde bulundular [432].

Bu sırada Çin sarayındaki bir müzakereden
İl Kagan'ın Çin'e barış teklif ettiğini öğreniyoruz.
Bazı Çinli devlet adamları bu teklifi hemen kabul etmek arzusunda idiler.
Bazıları ise Çin'in çok fazla içlerine girmelerinin
iyi bir fırsat olduğunu ileri sürerek savaşmak istediler,
imparator da savaşma taraftarı idi.
Ancak az sonra Lien eyaletine giren Gök-Türk orduları,
Ta-chen geçidini ele geçirdiler.
Barış teklif etme sırası T'ang imparatorluğuna gelmişti.
Elçi olarak Cheng Yüan-shou, Kagan'a gönderildi.
Çünkü o sırada Chie-shou şehrinden
Chin eyaletine kadar yüzlerce li'lik alanda
yarım milyon civarında Gök-Türk süvarisi dolmuştu.
T'ang imparatorluğunun askeri bakımdan yapabileceği
bir şey kalmamıştı.
Bu durum göz önüne alındığında elçi Cheng Yüan-shou'ya
Gök-Türkler nezdinde yapacak çok şey düşüyordu.
Adı geçen elçi bütün hünerini gösterdi.
Önce İl Kagan'ı anlaşmayı bozmakla suçladı.
Kagan'ın etkilendiğini görünce devam ederek
''Gök-Türklerin, T'ang imparatorluğu topraklarını ele geçirseler bile
buralarda yaşayamayacaklarını, ayrıca elde ettikleri ganimetlerin hepsinin,
millete gittiğini, kagana bir şey kalmadığını,
onun için en iyisinin Çin'le barış yapmak olduğunu,
bu sayede hem savaş yorgunluğundan kurtulacağını
hem de Çin'den gelecek ipekli kumaşlar
ve altınların hepsinin hazinesine gireceğini,
aksi takdirde kaganın kendi kardeşleriyle arasının açılacağını
ve felakete uğrayacaklarını'' izah etti.
Onun bu açıklamaları kagan üzerinde etkili oldu.
Ordusunu topladı ve geri döndü [433].

İki ülke arasında barış akdedilmiş olmasına rağmen
Çinli kumandanlar bazı noktalarda Gök-Türklere taaruz ettiler.
Dokuzuncu ayda meydana gelen bu olaylarda
Yang Shih-tao ve emrindekiler, San-kuan dağında [434],
Wen Yen-po ve emrindeki generaller Heng dağında,
An Hsing-kui ise Kan eyaletinde, Yü-she Şad'ı yendi,
Yü-she Şad'ın Wu-yüan'de idare ettiği topraklar
tekrar Çinlilerin eline geçti [436].

Çinliler bu arkadan saldırılarıyla
Gök-Türklerle yapmış oldukları barışı kendileri bozdular.
623 yılının beşinci ayında Lin eyaletine giren Gök-Türkler,
yanlarına T'ang muhaliflerinden Liang Shih-tou'yu da almışlardı.
Daha sonra yine muhaliflerden Kao K'ai-tao ile
You eyaletine hücum ettiler.
Ancak burada T'u Ti-ch'i tarafından geri püskürtüldüler [437].

Ma-i şehri çok önemli bir stratejik mevkide bulunuyordu [438].
Gök-Türkler ellerinde tuttukları bu şehri sürekli üs olarak kullanıyorlardı.
Şehrin idaresi ise Gök-Türk askerleri ile T'ang muhaliflerinden
Yüan Chün-chang'ın elinde idi.
Diğer bir muhalif Kao Man-cheng,
T'ang hanedanına bağlanmak istiyordu.
Bunun için gece Yüan Chün-chang'a hücum etmiş,
ancak o zamanında haberdar olarak Gök-Türk ülkesine kaçmıştı.
Yüan Chün-chang tekrar Ma-i'yi almak için
Tudun Şad ile birlikte hücum etti ise de yenildi [439].
Altıncı ayda cereyan eden bu hadiselerden sonra
Gök-Türkler tekrar Yüan Cchün-chang'a yardımcı asker vererek,
Ma-i üzerine gönderdiler.
Ancak bu ordu Li kao-ch'en tarafından yenildi.
Arkasından çok geniş ve büyük bir Gök-Türk saldırısı gelmeye başladı.
Yüan ve Shou eyaletleri Gök-Türklerin eline geçerken,
imparator Kao-tsu kuzey sınırlarında askeri tedbirler aldı.
İlerlemeye devam eden GÖk-Türk ordusu
sekizinci ayda Chen, Yüan, Shan-ho-chen
ve Wei eyaletlerini tamamen istila etti [440].
Büyük çapta gelişen Gök-Türk hücumlarından You eyaleti de
dokuzuncu ayda nasibini aldı.
Kao K'ai-tao da bu sırada
yirmi bin Gök-Türk süvarisine kumanda ediyordu [441].
Gök-Türkler bu sırada çok az görülen bir faaliyet icra ettiler.
Ts'ao P'an-i'yi elçi olarak gönderip,
imparator Kao-tsu'ya
Liu Shih-jang'ın kendileriyle işbirliği yaptığını söyleyerek,
onun idam ettirilmesine sebep oldular [442].
Daha önceki olaylardan dolayı Ma-i şehrinin intikamını almak için
onuncu ayda topyekün saldıran İl Kagan,
gece kaleden çıkmak isteyen Li Kao-ch'ien'in askerlerinin yarısını telef etti.
Ancak Çinli kumandan kaçmayı başardı.
Şehri kuşatmaya devam eden Gök-Türk ordusuna hücum etmek için
vazifelendirilen kumandan Liu Shih-jang korkusundan gelememişti[443].

Ancak bu esnada Çin'e bir elçi gönderen İl Kagan,
bir Çinli prensesle evlenmek istediğini bildirdi,
imparator kuşatmayı kaldırdığı taktirde
İl Kagan'a bir prenses vereceğini açıkladı.
Kagan'ın hatunu taaruzlara devam edilmesinde ısrar ediyordu.
Uzun süredir kuşatma altında bulunan Ma-i'de yiyecek iyice azalmış,
şehirdeki memurlardan Tu Shih-yüan,
başkumandan Kao Man-cheng'ı öldürüp,
şehri Gök-Türklere teslim etmişti.
Gök-Türkler prensesle evlenmenin gerçekleşmesi için
Ma-i şehrini Çin'e verdiler [444].
Ancak, Gök-Türk saldırıları
bu yılın sonuna kadar devam etti.
On ikinci ayda Ting eyaleti istila edildi ise de
burada bulunan Çin ordusu tarafından geri püskürtüldüler [445].

624 yılında da Gök-Türk orduları
Çin topraklarında hücumlarını sürdürüyordu.
Üçüncü ayda Yüan [446], beşinci ayda Shuo [447],
altıncı ayda Tai [448] eyaletleri Gök-Türk akınlarına maruz kaldılar.
Fakat, adı geçen son eyaletteki Wu şehrinde mağlup edildiler.
Yedinci ayda ise daha büyük bir Gök-Türk akını geldi.
Yüan eyaleti tamamen işgal edilmişti.
Arkasından Lung eyaleti de istila edildi.
Wei-ch'ih Cheng-te [449] ve Yang Shih-tao [450]
birliklerindeki kuvvetler ile bunlara karşı koymaya çalıştılar.
Ancak, Yin-p'an bölgesi de Gök-Türkler tarafından işgal edildi.
Diğer taraftan T'u-li Şad'ın kumanda ettiği kuvvetler
Yüan Chün-chang ile Ping eyaletine akın yaptı [451].

Yıllardan beri süregelen Gök-Türk saldırılarından kurtulamayan
T'ang imparatoru Kao-tsu'ya bazı devlet adamları,
başkenti Ch'ang-an'dan daha güneye nakletmeyi tavsiye ettiler.
Sadece daha sonra imparator olacak olan Li Shih-min,
bu fikre itiraz etti.
Vezirlerden Hsiao Yü ve birkaçı da onu destekledi.
Neticede imparator, başkentini daha güneye taşımaktan vazgeçti [452].
Bu ayın sonlarına doğru T'ang hanedanı muhaliflerinden
Yüan Chün-chang,
Shuo eyaletine Gök-Türklerle beraber akın yaptı.
Aynı esnada Kao-tsu,
Chin ve Ch'i prenslerine Gök-Türklerle savaşma emri vermiş
ve onlara Lan-ch'ih denilen havuzun yanında ziyafet vermişti [453].

Çin'in bütün kuzey eyaletlerinden
başka ortalarına kadar da uzanan Gök-Türk akınları,
sekizinci ayda da devam etti.
Yüan, Hsin, Ping ve Sui eyaletlerine büyük akınlar yapıldı.
Bu akınlara İl Kagan ile Shih-pi'nin oğlu T'u-li Kagan kumanda ediyorlardı.
Sui eyaletinde askeri vali Liu Ta-chü,
onları önlemeye çalıştı.
Bu sırada uzun süren yağmurlar olmuş
Çin ordusu gerekli erzak ve levazımatın nakliyle uğraşmak zorunda kalmıştı.
You eyaleti önünde karşı karşıya gelen Çin ve Gök-Türk orduları
henüz savaşa tutuşmadan Çin kumandanlarından Li Shih-min ileri çıkarak,
İl Kagan'ı anlaşmayı bozmakla suçladı.
T'u-li Kagan'ı da kendisiyle daha önce
and içtiği halde buraya savaşmaya gelmekle itham etti.
İki kagan da onun konuşmalarından etkilendiler.
Özellikle T'u-li'nin Ch'in prensiyle ittifak ettiğini duymuş olmak,
İl Kagan'ı onun hakkında şüpheye sürüklemişti.

Sonra Gök-Türk ordusu geri çekildi.
İl Kagan geri dönme kararı vermiş olmasına rağmen,
Çinli kumandan yağmur dolayısıyla
Gök-Türklerin yaylarındaki zamkların eriyeceğini
ve iyi kullanamayacaklarını ileri sürerek,
kendi yaptığı anlaşmayı kendisi bozdu.
Geceleyin Gök-Türklere saldıracaktı ki;
Gök-Türkler uyandılar.
Bunun üzerine T'u-li'ye özel adam gönderip, onunla anlaştı.
Bu sırada İl Kagan savaşmak istiyor,
fakat, Çinliler tarafından kandırılmış olan T'u-li karşı çıkıyordu.

Bu gelişmelerden sonra
Çin'e karşı İl Kagan'ın tavrının değiştiğini görüyoruz.
T'ang imparatoruna elçi göndererek,
barış yapmak istediğini bildirdi.
Bunun için de A-shih-na Ssu-mo unvanlı Chia-pi Tegin
ve T'u-li Kagan'ı yollamıştı.
A-shih-na Ssu-mo İl Kagan'ın üvey amcası oluyordu.
Soğdlulara benzediği için
şad olamamış sadece Chia-pi Tegin unvanıyla kalmıştı.
Bu tegine Çin'de çok iyi muamele edilmiş,
hatta imparatorun yatağına kadar götürülmüştü.
Çin'de bulunduğu sırada
kendisine Ho-shun prensliği unvanı tevcih edildi [454].
Bu ay içerisinde P'ei Chi,
Gök-Türklere elçi olarak gönderildi [455].
Ch'i eyaleti askeri valisi Chai Shao [456],
Tu-yang vadisinde Gök-Türkleri mağlup ederken,
dokuzuncu ayda Sui eyaletinde Li Ta-chü yendiği Gök-Türklerden
üç tegini esir aldı [457].
Fakat, Gök-Türk orduları akabinde Kan eyaletine girdi [458].
Genellikle akın ve yağma karakteri taşıyan bu Gök-Türk hücumları sürerken,
T'ang hanedanı hakim olduğu topraklarında
kuvvetini iyice artırmıştı.
Bundan başka yeğeni T'u-li Şad'a küsen
ve Çin'e karşı uyguladığı baskı politikasını
terk etmeye başlayan İl Kagan,
625 yılının ilk ayında T'u-yü-hunlar ile ticari münasebet kurmak için
imparator Kao-tsu'ya müracat etti [459].
Üçünccü ayda Gök-Türkler Lu eyaletine saldıracakları haberini yaydılar.
Bunun üzerine Ch'in bölgesi prensi mukavemete hazırlandı.
Sonra Gök-Türkler saldırıdan vazgeçtiler [460].
Dördüncü ayda Liang eyaleti askeri garnizonuna baskı yaptılar.
Hatta şehrin dış surlarını dahi aştılar.
Askeri vali Liu Chün-chie, Gök-Türk hücumlarını önledi.
Bundan sonra Gök-Türklerin hızla gelişen akınlarından korunmak için
Pekin bölgesinden Shih-ling'e kadar savunma hattı meydana getiren Kao-tsu,
yine de İl Kagan'ın Ling eyaletine akın yapmasına engel olamadı.
Büyük generallerden Chang Chin'i
ordu kumandanı tayin edip,
Gök-Türkler üzerine gönderdi [461].
Devletini sağlamlaştırıp, kuvvetinin artmasından sonra,
T'ang imparatoru Kao-tsu, Gök-Türkleri aşağılamak için,
bundan sonra mektup yerine ferman yazacağını
devlet adamlarına ilan etti.
Yedinci ay içinde İl Kagan, Hsi-ang eyaletine akın yaptı.
Kaganı durdurmak isteyen Tai eyaleti başkumandanı ise Hsin-ch'eng'da
Gök-Türkler tarafından mağlubiyete uğratıldı.

Ani hücum silsilesine sekizinci ayda da devam eden İl Kagan,
önce Ping, sonra Ling, arkasından Lu,
Ch'in ve Han eyaletlerini istila etti.
Çin imparatoru, Li Ching ve Jen Kui gibi
kumandanlarla savunma tedbirleri almaya çalıştı ise de
yeniden yüz bin kişilik ordusuyla harekete geçen Gök-Türk ordusu,
İl Kagan liderliğinde Shuo eyaletinde yağmalar yaptı [462].
Bu olaylardan az sonra T'ai-ku mevkiinde
Gök-Türk ordularıyla savaşan Çinli kumandan Chang Chin,
bütün ordusu yok edilmek suretiyle mağlup edildi.
Fakat, kumandan kendisi kaçmayı başardı [463].
Bu galibiyet esnasında
Çin ordusu başkumandanı Wen Yen-po'yu esir alan Gök-Türkler,
onun önemli bir mevkide olduğunu öğrenince,
kendisine Çin'in askeri vaziyeti hakkında sorular sordular;
fakat, yeterli cevap alamadılar.
Akabinde Ling-wu mevki ve de Sui eyaleti
İl Kagan tarafından işgal edilmiş,
ancak, o sonradan Çin'e elçi göndererek
barış yapmak istediğini bildirip, istiladan vazgeçmişti [464].
Çok geniş bir alanı işgal eden
İl Kagan'ın yaptığı yağmalarla hedefine ulaştığı anlaşılmaktadır.
Çin'i tamamen fethetmenin kendi ülkesi menfaatine
bir şey getirmeyeceğini düşünerek geri çekilmişti.

İl Kagan'ın geri çekilmesinden sonra
dokuzuncu ay içerisinde bazı Gök-Türk beyleri
tek başlarına hareket ederek alanlarda bulunuyorlardı.
Fakat, küçük çapta yapılan bu harekatın çoğu
Çinliler tarafından durduruldu.
Bagatur Şad, Ping eyaletinde bir şehir ele geçirmiş,
ancak sonra mağlup edilmişti.
You eyaleti civarındaki Gök-Türkler de yenilip,
iki bin kişi esir düşmüştü.
Bununla birlikte Shan ve Ling eyaletleri,
onbirinci ayda da P'eng eyaleti
bir kısım Gök-Türk kuvvetleri tarafından istila edildi [465].

Doğu Gök-Türk devletinin en kuvvetli çağlarını yaşadığı
615-626 yılları arasındaki dönemin son yılına girildiğinde
yıllardan beri mutad olan Çin'e  akın serisi devam ediyordu.
627 yılının ikinci ayında
Yüan eyaleti hücuma maruz kalırken [466],
üçüncü ayda Liang eyaleti tecavüze uğradı.
Daha sonra bu akınlar Li You-liang tarafından önlendi.
Bu arada Gök-Türk ülkesinde bulunan
Wo Yang-yin adlı Çin elçisi elli adamıyla
İl Kagan'ın otağına baskın yapıp, onu öldürmek istemişti.
Ancak zamanında bundan haberdar olan Gök-Türkler onu yakaladılar [467].

Dördüncü ayda önce shuo, Yüan, Ching eyaletlerini geçiren İl Kagan,
Çinli kumandan Li Ching ile Hsia-shih mıntıkasında savaştı [468].
Geri çekilen Gök-Türk ordusu, Hui eyaletini istila etti [469].
Beşinci ayda Ch'in ve Lan eyaletleri,
batı Gök-Türk askeri birlikleri tarafından işgal edildi [470].
Bir ay sonra Çin Seddinin dışındaki Sarı Nehir havzasında
on binlerce süvariyle karargah kuran Gök-Türklerdenn Yü-she Şad,
Wu-ch'eng kalesini kuşattı.
Daha sonra Wei ve Lung eyaletleri de
Gök-Türk akınlarına maruz kaldı [471].
Yedinci ayda ise Ch'in eyaletinde Chai Shao,
mağlup ettiği Gök-Türklerden bir tegin
ve binden fazla asker öldürülmüştü [472].

Sekizinci ayda İl Kagan, T'u-li Kagan ile birlikte
yüz binden fazla sayıda olan ordularıyla Kao-ling'i ele geçirmişler,
Ching eyaletinde ise
Çinli kumandan Wei-ch'ih ching-te'ya mağlup olmuşlardı.
Hatta bu sırada
A-shih-te Wu-mei-ch'o adlı erkin esir düşerken,
binden fazla Gök-Türk askeri öldürüldü [473].
Bu mağlubiyetler üzerine İl Kagan,
karargahını Wei suyu kenarında kurdu.
Chih-shih-ssu-li adlı elçiyi
Çin ordularının hareketini öğrenmek maksadıyla,
T'ang imparatorluğu tahtına yeni çıkmış olan T'ai-tsung'a gönderdi.
Gök-Türk elçisi Çin sarayına vardığında
kendi ülkesinin gücünü övdü.
Yeni imparator, onun bu hareketine kızarak,
Gök-Türkleri altın ve ipekli elbiseleri aldıkları halde
Çin'e saldırıp anlaşmayı bozmakla suçladı.
Arkasından elçiyi tutukladı.
Bazı devlet adamları [474] Gök-Türk elçisinin
hapse atmasının doğru olmadığını söyledilerse de imparator,
o şekilde davranırsa Gök-Türklerin,
kendisinin onlardan korktuğunu düşünür diyerek kabul etmedi.

Yeni imparator önce kendisi altı veziri ile hızla Wei nehrinin kenarına,
kaganın bulunduğu mıntıkaya geldi,
iki taraf karşı karşıya geldiklerinde T'ai-tsung,
İl Kagan'ı yine anlaşmayı bozmakla suçladı.
Bu arada kalabalık bir Çin ordusu
beklenmedik bir şekilde ince bir patikadan çıkıp oraya gelmişti,
imparator, kağanla baş başa kalıp konuşmaya devam ettiler.
Çin imparatoru Gök-Türklerin kendi ülkesi içlerine fazla girdiklerini
ve bu yüzden tedirgin oldukları kanaatinde idi.
Neticede İl Kagan ile T'ai-tsung anlaşma yaptılar.
Anlaşmanın belli başlı dört ana maddesi vardı.
Pien-ch'iao adlı köprüde yapılan bu barışta,
Çin imparatoru beyaz at kurban ederek and içti.
Varılan kararlara göre Gök-Türkler,
Çinlilere at, sığır verirken, karşılığında ipek,
gümüş altın vesair malları alacaklardı;
Gök-Türk ordusu geri çekildikten sonra
her iki taraf bir birine saldırmayacaktı;
Çinli esirler iade edilecekti;
T'ang hanedanıyla Gök-Türkler yakın dostluk tesis edeceklerdi [475].
Gök-Türkler askeri bakımdan
Çin'e nazaran çok daha kuvvetli oldukları halde T'ang hanedanıyla
kendilerini eşit sayan bir anlaşma yapmışlardı.
Ancack, Gök-Türk ordusunun dağınık durumu,
Çin imparatorunun gözünden kaçmamıştı.
Çin'in göz kamaştırıcı malları
hakikaten ileri gelen Gök-Türk beylerini etkilemiş,
savaşma arzuları kaybolmuştu.
İşte Çin imparatoru bu sebepten
Gök-Türklerle eşit şartlarda anlaşma yapma cüretini göstermiş ve başarmıştı.
T'ang hanedanının ileri gelen devlet adamları dahi
imparatorlarının bu hareketlerinden endişe etmişlerdi.
İmparator, ayrıca Gök-Türklerin altın ve ipekli kumaşları alınca
geri çekileceklerini ve savaşmaya önem vermeyececklerini biliyordu [476].
İl Kagan bir ay sonra yani dokuzuncu ayda,
T'ai-tsung'a üç bin at ile on bin koyun hediye ederek,
anlaşmaya uyduğunu gösterdi.
Bunları kabul etmeyen Çin imparatoru,
Gök-Türkler tarafından götürülen Çinlilerin iadesini istiyordu [477].


Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 88-97, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl